Bağışlamanın bireysel ve toplumsal yararlarıyla
Bağışlamak ve affetmek bir toplumda birlikteliğin en temel mayasıdır. İnsanlar hatasız olmazlar, yapıları gereği bir çok yanlış yapabilirler. Eğer insanlar birbirlerini affetmezler ve bağışlamazlarsa bu birlik ve beraberlik biter.
İslam dininin üzerinde durduğu güzel ahlak prensiplerinden biri de bağışlamaktır. Affetmek, bağışlamak aynı zamanda Allah’ın güzel sıfatlarından biridir; Allah afüvdür( çok affedicidir. ) ve gafurdur ( çok bağışlayıcıdır.)
Affetmek: İnsanın kendisine karşı yapılan hataları, kusurları bağışlaması, intikam alması gerekirken kendi isteği ile bundan vazgeçmesidir.
Affedici olan, başkalarını affeden kimseyi de Allah affeder. İnsanın, Allah’ın affına ihtiyacı olmasından dolayı, kendisinin de affedici olması, yani başkalarının hatalarını, kusurlarını affetmesi, bağışlaması gerekir. Ancak bu sayede Allah’ın affına daha kolay ulaşılabilir.
“Habibim, sen bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve cahillere aldırış etme.” (Araf suresi, 199)
Bağışlamayı bireysel ve toplumsal hoşgörünün temeli olarak görmeliyiz. Tövbe, kişide Yüce Allah’a karşı, bağışlama ise insanlara ve diğer tüm varlıklara karşı sevgi ve yakınlık oluşturur. Bir günah nedeniyle tövbe eden insan aynı zamanda Allah’a duyduğu sevgiyi, bağlılığı da göstermiş olur. İnsanları bağışlayan kişi ise başkaları tarafından daha çok sevilir, saygı görür. Bağışlayıcı olan kişi, içinde affetmenin huzurunu duyar. Böylece affeden ve affedilen kişiler arasında sevgi ve samimiyet oluşur. Bu da toplumda hoşgörünün yaygınlaşmasına vesile olur.
“Alçak gönüllülük ancak kulu yükseltir. Alçak gönüllü olun ki, Yüce Allah da sizi, yükseltsin. Affetmek, insanın ancak şerefini artırır. Affediniz ki, Allah da sizi aziz kılsın.” (Hadis-i Şerif)
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.