Atatürk’ün Yurtta barış, dünyada barış sözünü açıklayan bir kompozisyon
Kur’an-ı Kerim’den barışla ilgili bir ayet bulup defterinize yazınız.
“Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, adil davrananları sever.” (Hucurat Suresi 9. ayet) Bu ayet bize İslam’ın barışa önem verdiğini açıkça göstermektedir.
Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.
Atatürk bir asker olduğu halde mümkün olduğu kadar savaşın dışında kalmak isterdi. Şu sözlerinin derin anlamı vardır: "Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti savaşa sürüklemek taraftan değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir".
Bu sözler, dahi bir askerin savaşın ne zaman yapılabileceğini gösteren bir ölçüsüdür. Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir, öyleyse esas barıştır. Savaşın bir millet için ne demek olduğunu ve neler getirdiğini en acı ve açık biçimde gören, yaşayan Atatürk, büyük zaferin kazanılmasından sonra hep barışçı bir siyaset izledi.
Yurtta barış, milli birlik ve beraberliğin sonucudur. Vatandaşlar birbirlerini kırmadan, birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygı duyarak yaşamalıdırlar. Bu memlekette esenliği sağlar ve aslında gelişmenin, kalkınmanın ve demokrasinin de en önemli şartlarındandır.
Cihanda barış ise, devletlerin aralarındaki çekişmeleri, çeşitli anlaşmazlıkları görüşerek, anlaşarak çözümlemeleridir, insanlık ideali ancak böyle gerçekleşebilir. Devletlerarası savaşlar sadece acı, kan, gözyaşı ve felâketler getirir, kazananlar da pek çok şeylerini yitirmiş olurlar, öyleyse ancak ve ancak son çare olarak savaşa gidilmelidir. Esas olan savaş değil, barıştır. Atatürk Lozan Antlaşmasından sonra pek çok sorunu barış yolu ile çözümlemiştir.
"Barış yolunda nereden bir çağrı geliyorsa Türkiye onu can atarak karşıladı ve yardımını esirgemedi" diyen Atatürk'ün bu tutumu, Türkiye'nin dış siyasetinin temel düşüncelerinden biri oldu.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.