Abdülmuttalib’in on oğlu olursa birisini Allah’a kurban edeceğine dair adakta bulunması
Abdülmuttalib'in bu faaliyetini başından beri gözleyen Kureyşliler, işin artık ortaya çıkmak üzere olduğunu farkedince, büyüklerine haber verdiler. Bir müddet sonra, Kureyş büyükleri, kazılan yere geldiler ve Abdülmuttalib'e,
"Ey Abdülmuttalib! Bu babamız İsmâil'in kuyusudur. Onda bizim de hakkımız var. Bizi de bu işe ortak et." dediler. Abdülmuttalib,
"Hayır, yapamam" dedi. "Bu iş sadece bana tahsis edilmiş ve aranızdan ancak bana verilmiştir."
Abdülmuttalib'in bu kesin cevabı Kureyş ileri gelenlerinin hoşuna gitmedi. İçlerinden Adiyy bin Nevfel şöyle konuştu:
"Sen yalnız bir adamsın. Tek oğlundan başka dayanacağın bir kimsen de yok. Nasıl olur da bize karşı gelir, bize boyun eğmezsin?"
Bu söz, Abdülmuttalib'in âdetâ içini yaktı. Çünkü, Kureyşliler onu kimsesizlikle küçümsüyorlardı. Bu anlayıştan fazlasıyla rahatsız olduğunu hâliyle de belli etti. Bir müddet üzüntü içinde sustu. Sonra içini şöyle döktü:
"Yâ, demek sen beni yalnızlık ve kimsesizlikle ayıplıyorsun, öyle mi?"
Muhatabından hiçbir cevap gelmeyince, bir müddet düşündükten sonra, ellerini açarak yüzünü semaya doğru çevirdi ve,
"Yemin ederim ki, Allah bana on erkek çocuk verirse, bunlardan birisini Kâbe'nin yanında kurban edeceğim." dedi.
Abdülmuttalib'in bu sözleri hem bir duâ, hem bir yemin, hem de bir adaktı.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.