9. Sınıf Meb Türk Dili ve Edebiyatı 9. Ünite Günlük / Blog Cevapları
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı 9. Ünite Günlük / Blog Sayfa 264, 266, 269, 270 Soruları ve Cevapları
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 246 Cevapları (Okuma Çalışmaları)
OKUMA ÇALIŞMALARI
Hazırlık
1. İnsan niçin günlük tutma ihtiyacı duyar? Tartışınız.
Günlük, günü birlik dediğimiz her gün düzenli olarak yaşadığımız olayları,tarih atılarak yazılan kısa yazılara ” güncede denilmektedir.Günlük kisinin yaşantılarını, özel günlerini yazması için kaleme alınır. Eğer kişi geçmişine özlem duyuyorsa o kişi için eski günleri canlandıran bir anı olur.İnsan günlüğe yazarak mutluluğunu,onun için önemli olan veya hüzünlü olduğu günleri tekrardan anımsamak için yazmaya ihtiyaç duyar.
- Her gün yazılan kısa yazılardır.
- Tarih atılarak,olayı sıcağı sıcağına anlatıldığı değerlendirilerek yazılan yazıdır.
- Okuyucular dikkate alınmaz,kişiye özeldir.
- Deftere veya ajandaya yazılabilir.
- Günlük ile ilgili Nurullah Ataç’ın güncesi meşhurdur.
2. “Günlük kişinin kendine tuttuğu aynadır.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.
Bazı insanlar yaşadıkları olaylara dair duygu ve düşüncelerini günlük denilen kendi özel defterlerine yazarlar. Bazen dertleşecek kadar samimi arkadaşımız olmayabilir, ya da herkesle paylaşmak istemediğimiz bir sırrımız veya düşünceye sahip olabiliriz. Böyle zamanlarda günlüğümüze içimizden gelen her şeyi, özgürce ve en dürüst şekilde yazarız. Kısacası içimizi günlüğe dilediğimizce dökeriz. Aynalar bize kendimizi olduğumuz gibi gösterir ya da yansıtır (bizi olduğumuzdan şişman ya da zayıf ya da yamuk gösteren güldüren aynalar hariç. Günlükler de bize iç dünyamızı olduğu gibi gösterirler. İşte bu nedenle “Günlük kişinin kendine tuttuğu.” denir.
3. Günlük yazmada gözlemlerin ve kişisel izlenimlerin yeri nedir? Tartışınız.
İnsanlar günlük hayatta yaşadıkları deneyimledikleri ve gözlemledikleri ne varsa onu günlüklerine aktarırlar. Edebiyat sanat müzik hayata dair ne kadar gözlem ve paylaşım yaparlarsa kendi kişisel görüşleri de o derecede özgün olur
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 247 Cevabı (Günlük)
Metni Anlama ve Çözümleme
1. Nurullah Ataç’ın günlüklerini dil ve anlatım özellikleri yönünden değerlendiriniz.
Günlüklerde genel olarak Nurullah Ataç’ın günlük hayatıyla ilgili izlenim ve gözlemleri yer almaktadır Yazar , yılbaşından , Ankara’nın karından ve soğuğundan , ilkbaharın gelişinden , yeni çıkan kitabındaki yazım yanlışlarından , kendisine yöneltilen eleştirilerden ve İstanbul’un büyümesinden bahsediyor…
2. Yazar ilk günlükte söz ettiği İlhan Geçer’e niçin cevap yazmak istemiş olabilir? Açıklayınız.
Bay İlhan Geçer ona sinirli sinirli çatmış, onun dediklerini yanıtlamak için yazmıştır.
3. 10 Mart tarihli günlüğün konusunu belirleyiniz.
İstanbul’a dönüşü Hisar dergisinin son sayısını okuyuşu ve İlhan Geçer’e neden cevap vermek istediği.
4. 22 Haziran tarihli günlüğün konusunu belirleyiniz.
Okuduğu bir yazıda geçen telefonun acı acı çalması kısmına takıldığını telefonun iyi haberler verdiğinde iyi de kötü haberler verdiğinde kötü şekilde çalmasının anlamsız olduğu.
5. Yazar “Yeni komşum daha yaşlı, uslu oturmasını biliyor.” sözüyle ne anlatmak istiyor.Açıklayınız.
Gençler hayatın enerjisi ile daha aklı havada davranmaktalar. Oysa yaşlılar hayatın tecrübesi ve yaşın verdiği olgunlukla daha aklı başında ağır usludurlar.
6. Metinden hareketle günlük türünün özelliklerini belirleyiniz.
- Günü gününe yazılmıştır . (Örnek : 1 Ocak 1953 , 4 Şubat 1953)
- Kısa , özlü ve öznel yazılardır .
- Konuşma diline yakın içten bir anlatımı vardır .
- Yazarın kişiliğini ve kişisel görüşlerini yansıtır
7. 13 Temmuz tarihli günlükte yazarın hangi anlatım türünü kullandığını metinden örnekleyerek açıklayınız.
Öyküleme tekniğinden yararlanmıştır. Bu günlükte geçen “Dün İstanbul’a inmiştim. Dönüşte buğuluda (vapurda) kahveciden soğuk bir su istedim: “Soğuk su yok, soğuk limonata var,” dedi kahveci. “Getirin,” dedim. Soğuk değil. Utanmıyor kahveci yalan söylemeye.” gibi kullanımlar buna örnektir.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 250 Cevapları
Metni Anlama ve Çözümleme
1. 1 Haziran tarihli günlükte geçen “Selçuk, coğrafya kitaplarının deyimiyle, ‘rejimi düzenli’ bir ırmaktır.” cümlesinde “rejimi düzenli bir ırmaktır.” sözüyle söz konusu kişi hakkında ne anlatılmak istenmiştir?
Yani çoğu zaman tahmin edilebilir biri olduğu vurgulanmaktadır. Genelde her zaman tekrar eden düzenli davranışlara sahip olduğunu anlıyoruz.
2. ”… büyük çoğunluğun çarçabuk benimseyeceği bir iş yaptığımı sanmıyorum…” sözünden hareketle yazarın sanat anlayışı hakkında neler söylenebilir? Belirtiniz.
Herkesin onu kolay kolay anlayamayacağı yazarken kısıtlı bir çevre için yazdığını kendisini herkesin anlamasını beklemediğini anlıyorum.
3. 26 Ağustos tarihli günlükte hâkim olan duygu nedir? Metin üzerinde örnekleyerek açıklayınız.
Hüzün hakimdir. Bir kamyon üstünden aslında geçmişte kalmak toplum tarafından artık emekliliğe ayrılmak kavramları ifade edilmektedir.
4. 14 Haziran tarihli günlükteki öznel ifadeleri belirleyiniz.
- Hacer hanımın hayatı “anlatılsa, roman olur.”
- “Dünyada rahatça bu kadar gözyaşı dökebileceği bir yer de yoktur üstelik.”
- Yoksa biliyorum, alacak eline süpürgeyi ya da camları silmeye kalkışacak. Hiçbir iş yapmazsa da, benim para vermem güçleşecek.
5. Selçuk’la attık kendimizi çayıra… Küçücük bir alanda ne çok, ne çeşitli otlar, dikenler, daha bilmem neler var! Birbirlerinden birbirlerini besliyorlar. İneklerin, kuzuların sesi, çok uzaktan geliyor oysa burnumuzun dibindeler.
Bu bölümde yapılan betimlemede hangi duyularla seçilen ayrıntılara yer verilmiştir? Açıklayınız.
Görme duyusu ile işitme duyusu üzerinde fazlaca durulmuştur.
6. “Lunapark’ta akla gelen her türlü oyuncağa bindik. Yüreğimin ağzıma gelmesini seviyorum galiba.” ifadesindeki deyimi ve bu deyimin cümleye kattığı anlamı belirtiniz.
Yüreğin ağza gelmesi: Çok korkmak
7. 26 Ağustos tarihli günlüğün konusu dikkate alındığında günlük türünün konu kapsamı hakkında ne söylenebilir? Açıklayınız.
Genelde net bir konu sınırlaması yoktur. Hemen her şey o gün ne hissedildiği günlüğe yazılabilir.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Sayfa 251 Cevapları
8. Gerçek bir ay başlangıcı. Yazın geldiği ortada. Hava sıcak ama boğucu değil. Bozkır, yazın geldiğinin farkında. Ankara’da yaz başlangıcı böyle mattır; kaldırımlardan, topraktan fışkırmaz sıcak. Yayılır, havada durur, renkleri parlaklaştırır. Güneş, uzun süre yerine çakılı kalır. Bu bölümdeki edebî sanatları belirleyiniz.
- Bozkır, yazın geldiğinin farkında: Kişileştirme / Bozkır insan gibi düşünülmüş.
- Kaldırımlardan, topraktan fışkırmaz sıcak: Abartma sanatı.
9. Hacer hanımın hayatı “anlatılsa, roman olur.” ifadesiyle sözü edilen kişinin yaşamı hakkında neler söylenebilir? Tartışınız.
10. Baktım da, oğlum hiçbir şeyin tadını çıkaramıyor yeterince. Yaşama açlığı, gördüğüm bütün çocuklarda
“had safhada”. Hayvanat Bahçesi’ne mi gittiniz, önünüze ilk fok mu çıktı, çocuk mutlaka ta ötedeki kuşlara göz dikecektir. Kuşlara gelince, gözü arkadaki fokta kalmıştır. Bu parçanın ana düşüncesi nedir?
Yazar ana düşünceyi belirgin kılmak için düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurmuştur? Açıklayınız.
Karşılaştırma ve örneklendirme gibi yollara başvurmuştur. Ana düşünce ise hayattan ve her anından keyif almasını bilmek aç gözlü olmamaktır.
11. Nurullah Ataç’ın günlüklerini, dil ve üslup yönünden Tomris Uyar’ın günlükleriyle karşılaştırınız
Nurullah Ataç, görüşleri doğrultusunda daha öz bir Türkçe kullanmayı seçen daha edebi bir dil kullanmayı tercih ederken Tomris Uyar ise daha sade yalın ve günlük hayata yakın bir öyküleme dili kullanmayı tercih etmektedir.
12. Günlüklerden alınan parçaları, aşağıdaki tabloda bakış açısı bakımından karşılaştırınız.
İkisinde de Kahraman Bakış Açısı hakimdir. Yine İlahi bakış açısı da çıkarılabilir.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.