Başarılı insanı diğerlerinden ayıran temel farklardan biri de, sahip olduğu kaynakları ne kadar etkili kullanabildiğidir. Bu kaynakların başında zaman gelir. Zaman herkes için sabit bir süredir. Herkes için bir günde yirmi dört saat ve bir ayda otuz gün vardır. Kimi insan bu zamanı har vurup harman savururcasına tüketirken kimisi de öyle bir kullanır ki ,üretkenlik ve başarıda diğer insanlara fark atar. İşte bu farklılığı oluşturan faktör, zamanın doğru yönetimidir.
Zaman yönetimi, amaçları, sorumlulukları, zevkleri ve sosyal hayatın gerektirdiklerini makul seviyelerde, bir arada yürütebilecek şekilde planlamaktır. Bu planlama, hayatı boş ve gereksiz yere harcamama yolunda bir disiplin anlayışıdır. Dostoyevski şöyle der; "Yaşama yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım" İşte zaman yönetiminin altında yatan sır budur.
Aslında herkesin (bazı istisnalar hariç) yapmak istediklerini gerçekleştirmeye yetecek bir zamanı vardır. Fakat insan zamanı yönetemediği için, zaman onu yönetip istediği yere savurup götürür. Bir çok kişi işlerini yetiştiremez ve karmaşa yaşanır. Bu durum, insanları, hayatın her alanında zaman içinde sürüklenen mutsuz bireyler haline getirir. Sözlerin efendisi ne güzel söylemiştir; "İnsanların hakkında yanıldığı, değerini takdir etmediği iki şey vardır; Sağlık ve boş vakit. Medeni insan, vaktini boşa harcamamayı başarabilen ve zamanı iyi yöneten insandır. Pek tabiidir ki uygarlıklar, bunu başarabilmiş insanların ürünüdür.
İnsan zamana hakim olamadan kendine hakim olamaz. Buna karşın yaşanan hız çağında gündelik hayatın gereklerini yerine getirmek zamana karşı gerçekleştirilen bir yarış halini almıştır. Sabah güneşin ilk ışıkları ile kendini günün koşturmacasına bırakan insan akşama kadar işler nereye savurursa oraya gitmektedir . Gün bittiğinde ise ‘’Bugün yine bir şey yapamadım, günler kısaldı ‘’ diyerek yeni bir güne umutlarını bırakmaktadır. Ne erken kalkmak, ne de fast food yemekler “zaman yetmiyor” sorununu çözememektedir. Zamansızlıktan şikâyet eden insan, ancak zamanı doğru bir şekilde yönettiğinde istediği bir çok şeyi yapabilme imkanına kavuşabilir. Bu nedenle zamanın yönetimini öğrenmek herkes için stresi azaltacak, sükunet ve başarı getirecek bir beceridir
İnsanoğlu zamanı eline geçmiş çok büyük ve sınırsız bir şeymiş gibi kullanıp çarçur ediyor. Oysa ki zaman, kısıtlı ve bir o kadarda değerli bir kaynaktır. Hayattan daha fazlasını almak için zamanı en verimli şekilde değerlendirebilmek ve ‘’öncelikleri’’ doğru belirleyip ona göre davranmak gerekir. Önem verilen şeyleri ilk önce bitirmek ve geri kalan zamanda da diğer işleri yapmak. İşte zaman yönetiminin esasını budur.
Bir Profesör ders sırasında sıranın altından büyükçe bir kavanoz ve bir düzüne de iri taş çıkarır. Öğrencilerine bir deney yapacaklarını söyleyip taşları kavanoza yerleştirir. Taşlar kavanozu ağzına kadar doldurur ve ardından çocuklara “Kavanoz doldu mu?” diye sorar. Çocuklar da dolduğunu söyler. Profesör onlarla aynı kanıda olmadığı için kavanoza bir miktarda mıcır ilave edip şöyle bir sallar. Mıcır, sallanmanın da etkisiyle iri taşların arasından kayıp yerine oturur. Profesör “doldu mu?” sorusunu yineler. Bu sefer çocuklar bir beklenti içinde olduklarından “Hayır” diye cevap verir. Profesör aynı işlemi kum taneleri ve su için de tekrarlar. İşte bu deney zaman yönetiminde hayatımızda ki önceliklerin sıralamasını doğru yapmamız gerektiğini açıklayan bir örnektir. Kavanozu 24 saatlik bir zaman dilimi olarak düşünülürse, bu kavanozu nasıl dolduracağını bilmeyen insan, önce kumu, mıcırı ve suyu koyarak büyük olasılıkla iri taşlar dışarı bırakacaktır. Bu da zamanı yönetemeyen insanın yaşayacağı bir fiyaskodur.
Zaman hızla akıp gidiyor. Zamanın bu akışını değiştiremeyeceğimize göre, zamanı en verimli şekilde kullanılmalıdır. Zamanın sizi yönetmesinin önüne geçip, zamanı sizin yönetmeniz gerekir. Hele saatlerinizin değil, dakikalarınızın sorumluluğunu üstlenen insan zaman yönetimine daha bir itina göstermelidir. Hayatımızın kalitesini arttırmak ve daha fazla başarı elde etmek için bu elzemdir. Şu bir hakikattir ki, zamanı ihmal eden insan, hayatı ihmal eden insandır!