Kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanan X kuşağının ardından, özgür ve dahil edildiğini hissetmek isteyen, çok yönlü, kolay anlaşılır ve daha şeffaf yaklaşımlarıyla öne çıkan Y kuşağının, ardından ise günümüzde ekonomileri etkilemeye başlayan, internet ve mobil teknolojileri kullanmayı seven, internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden Z kuşağının geldiğini belirten Erdör, bu kuşaklardan sonra tüm kuşaklardan bazı özellikler taşıyacak olmalarına rağmen, birçok yönüyle tamamen farklılaşacak Alfa Kuşağı’nın sosyal yaşamı ve ekonomiyi dönüştüreceğini ifade etti.
Erdör, teknoloji diğer tüm kuşaklara göre daha merkeze koyacak Alfa Kuşağı’nın sahip olacağı muhtemel bazı özellikleri şu şekilde sıraladı:
1. Teknolojinin içine doğan bu kuşak, dünyayı fiziksel sınırları olmayan bir yer olarak görecek.
2. Hemen hemen her türlü içeriğe, bilgiye erişme gücüne diğer kuşaklara göre daha fazla sahip olacaklar.
3. Sahip oldukları ve hayatlarına entegre ettikleri tüm teknolojileri kişileştirebilecek ve teknolojiyi diğer tüm kuşaklara göre daha merkeze koyacaklar.
4. Telefon ve sanal gerçeklik hayatlarının parçası olacak, hatta sıradan unsurlar olarak hayatlarında yerini alacak.
5. Hayatın daha erken dönemlerinde bilgiye ve kaynaklara ulaşabileceklerinden, Alfa jenerasyonu en girişimci nesil olacak.
6. Çevrimiçi alışveriş yapacaklar ve önceki nesillere göre daha az insanla temas etmek öncelikleri olacak.
7. Çevrimiçi öğrenme yoluyla günümüzdekinden farklı bir eğitim alacaklar. Aynı zamanda kendi öğrenme yollarını, yöntemlerini tasarlayabilecekler.
8. Robot arkadaşlarla ya da yardımcılarla oynamak, ders çalışmak, sohbet etmek, vakit geçirmek hayatlarının bir parçası olacak.
9. Diğer nesillere göre daha az konuşacaklar, etraflarındaki diğer bireylerle sohbetleri oldukça kısıtlı olacak ve gerekmedikçe fiziksel buluşmalardan kaçınacaklar.
X, Y, Z derken işte yeni kuşak: Alfa Kuşağı. Son yıllarda hem eğitim hem de iş dünyası en fazla Yve Z kuşaklarını tartışıyor. Bu kuşakların eğitim ve iş dünyasındaki etkileri konuşuluyor.
X, Y, Z DERKEN İŞTE YENİ KUŞAK: ALFA
Ama yeni bir kuşak daha geliyor: Alfa Kuşağı. 2011 yılında doğanları içine alan bu kuşağın temsilcileri henüz 8 yaşında.
Ama biz şimdiden onları tartışmaya başladık bile.
Alfa Kuşağı nedir, eğitim sistemini nasıl etkileyecek, bu yeni kuşak ne istiyor?
İşte bu soruları İELEV Akademik Kurul Başkanı ve MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr.Erhan Erkut’a yönelttik. İşte sorular ve Erkut’un yanıtları:
Alfa kuşağı kimleri kapsayacak
15 yılda bir kuşak değiştiriyoruz. Z kuşağı ile alfabemiz bitti, şimdi Yunan alfabesi ile yeniden başlıyoruz. Alfa kuşağı 2011 ile 2025 arasında doğanları kapsıyor.
Diğer kuşaklardan onları ayıran en önemli özellik ne olacak
Ben bu 15 yılda bir yeni kuşak tanımlama işine biraz şüpheci yaklaşıyorum. 2011 yılında doğanlar şu anda daha ancak 8 yaşında. Bu çocukların bir veya iki önceki kuşaktan farklı olduğu neye dayanarak iddia ediliyor? Bence kuşaklar arasında en önemli değişim internetin ve akıllı cihazların yaygınlaşması ile oldu. Z kuşağı ve ondan sonra gelenler tüm yaşamlarını tüm dünyaya bağlı olarak yaşayacaklar. Teknolojiye yabancı değiller. Bilgiye ulaşmak onlar için kolay. Aynı anda birden fazla işi yapmaya alışkınlar. Dikkat süreleri daha kısa. Otoriteye saygıları daha az.
Daha girişimci mi olacaklar
Kesinlikle. Gençler yapı olarak kurumsallıktan daha uzak, girişimciliğe daha yakınlar. Yaptıkları işte anlam arıyorlar ve fark yaratmak istiyorlar. Sessiz kuşak veya X kuşağı gibi önlerine konulan işi yapmaktan ve adım adım kariyer peşinde koşmaktan pek hoşlanmıyorlar. Bunun yanında dünyada önemli değişiklikler oluyor. Tüm ülkelerde nüfus yaşlanıyor ve kurumsal yaşamın en büyük faydalarından birisi olan sağlık sigortası ve sosyal güvenlik sistemleri çökmeye başlıyor. Buna paralel olarak iş dünyası da hızla değişiyor, büyük şirketler küçülüyor, yeni şirketlerin ve evden çalışanların sayısı hızla artıyor. Dolayısıyla, şu anda ilk ve ortaokulda olanların önemli bir kısmı yaşamlarının önemli bir bölümünde kendi işlerinde çalışacaklar.
Sosyal olarak tanımlanabilecekler mi yoksa hayatlarının merkezi yalnızca teknoloji mi olacak
İnsan hala sosyal bir hayvan. Teknoloji sadece sosyalleşmenin tanımını değiştirdi. Biz büyüklerin tanımlarına uymasa bile gençlerin çok aktif bir sosyal yaşamları var. Teknoloji sayesinde çok sayıda insan ile farklı gruplarda sosyal bağlar kurabiliyorlar. Bence teknolojinin esiri değiller.
Eğitim sistemini nasıl dönüştürecekler
Şu anda var olan eğitim sistemi zaten ömrünü tamamladı. Z kuşağı veya Alfa kuşağı olmasa bile Beta kuşağı eğitimi altüst edecek. Geleceğin eğitiminde bireylerin kendi kendilerine ve küçük gruplar halinde öğrenmeleri öne çıkacak. Öğretmenlerin rolü sınıfta ders anlatmak olmayacak ve birer deneyim tasarımcısına dönüşecekler. Okulun temel amacı içerik nakli değil, duygusal ve sosyal zekayı geliştirmek, yetkinlik ve becerileri ilerletmek olacak.
Öğretmenler, akademisyenler bu kuşakla nasıl iletişim kurabilecekler
Düşe kalka öğrenecekler. Sınıfın odak noktası olmayı önemseyenler, sahneyi sevenler epey hayal kırıklığına uğrayabilirler, ama kendini doğru konumlandırabilecek olanlara çok ihtiyaç olacak. Mutlaka çok iyi İngilizce bilmeleri ve üst düzeyde teknoloji okuryazarı olmaları gerekiyor. Ayrıca eğitim yaşamlarının yanında iş deneyimleri de olması gerekiyor. Kendilerini bir konunun uzmanı değil (çünkü öğrenciler çok hızlı bir şekilde onlardan daha fazla bilgiye ulaşabilecekler), deneyimli ve olgun bir mentör, bir yol gösterici olarak düşünmeleri gerekecek. Birçoğu için zor bir dönem olacak. Fakat kanımca zaten gelecekte epey daha az öğretmene ihtiyaç olacağından bu büyük bir sorun oluşturmayacak. Her konuda olduğu gibi burada da evrilebilenler ile yola devam edilecek.
Kaynaklar: digitalage.com.tr ve pervinbuldan.com.tr