Soru :Semih kaplanoğlanoğlu'nun yönetmenliğini yaptığı Yusuf üçlemesinde Süt, bal ve yumurta yıl olarak sıralaması hangisidir
A- Bal-Yumurta-Süt
B- Süt-Yumurta-Bal
C- Yumurta-Süt-Bal
D- Bal-Süt-Yumurta
Doğru Cevap: Yumurta-Süt-Bal
Hayattan Bir Üçleme: Yumurta, Süt, Bal
Son yıllarda ülkemizin değerli yönetmenleri minimalist sinema türüne yönelmesi ile güzel işler ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi Semih Kaplanoğlu'nun "Yusuf Üçlemesi". Her filmde Yusuf'un bir dönemi anlatılır. Yumurta'da yetişkinlik, Süt'te gençlik ve Bal'da çocukluk süreci ele alınır. Semih Kaplanoğlu seriyi sondan başa doğru çekmiştir. Böylelikle Yusuf'un karakteristik özelliklerinin hangi olaylara bağlı geliştiğini ve şekil aldığını merakla bekleyerek görebiliyoruz. Semih Kaplanoğlu'nun kullandığı naif sinema dili oldukça güçlü. Özellikle film ile bağımızı koparmamız adına bir köprü görevi görüyor. Şimdinin hikayesi geçmişte saklı ve adım adım ona yaklaşıyoruz.Yumurta filminde Yusuf idealleri doğrultusunda bir şiir kitabı yayınlamıştır. Lakin beklediği ilgiyi görememiş ve bunun sonucunda yaşadığı hayalkırıklığı ile hayattan soğumuştur. Bir zorunluluk ile yıllar önce terkettiği Tire'ye dönmek zorunda kalır. Fakat her şey bıraktığı gibi değildir. Anne-oğul ilişkisi belirli bir sorgulama sürecini girer. Bunun nedenleri ise belli değildir. Yumurta filminin temposu gayet iyi ve insanı yormuyor. Nejat İşler ve Saadet Işıl Aksoy karşılıklı olarak sırıtmayan oyunculuklar sergiliyor. Yusuf'un son dönemine tanık oluyoruz. Belki ruh olarak farklı yörüngeye geçiyor. Fakat biz bu ruhun hangi aşamalardan geçtiğine tanık olamadığımız için serinin bundan sonraki bölümleri bu filmi kafamızda oturtmamızda oldukça yardımcı olacaktır.Bir yıl aradan sonra gelen Süt filminde Yusuf'un gençlik döneminin iniş-çıkışlarıyla yüzleşiyoruz. Yusuf'un her şeyden önce şiir düşkünlüğü fakat zaruri hayat koşulları insanı etkileyen kısımlar. Yönetmen Yusuf'un kendi içinde bocalanmasını annesi ile olan ilişkisini tökezlemeden anlatıyor. Bir önceki filmde anne-oğul bağının neden bu kadar kopuk olduğunu görüyoruz. Birbirini anlamayan karakterlerin birbirinden beklentileride haliyle farklı oluyor. Bu farklılıklara filmde açıkça vurgu yapılıyor. Semih Kaplanoğlu Yumurta filminden farklı olarak Süt'ü daha fazla metaforlarla süslüyor. Üstelik bazı yerlerde uzun sekanslar halinde. Bunun gerekliliği ve olumsuz yönleri tartışılır ama burda güzel sahnelerede imza atıyor.Oldukça iyi eleştiriler alan Bal filmi ise son durağımız, son maceramız. Yusuf'u Yusuf yapan ana olaylar için çocukluğuna gidiyoruz. Yalnız sadece Yusuf'un değil belkide kendi çocukluğumuza dönüyoruz. Okul sahneleri hem hüzünlü hem etkileyici. Bize bir şeyler hatırlatan sahnelerde burası oluyor. Yusuf daha okumayı sökme evresindeyken bile bir yarışa tabi tutuluyor. Daha hayata başlamadan başarısızlık kelimesine maruz kalıyor. Yanlış anlaşılmasın bu durumla sözlü olarak karşılaşmıyor. Fakat yoğun bir psikolojik evreden geçiyor. Dolasıyla içi içini yemekte ve bir an önce buna son vermek istemektedir. İlk iki filmde Yusuf'un annesiyle olan ilişkisini görmüştük. Şimdi ise babasıyla olan bağını görüyoruz. Yusuf'un kendine en yakın hissettiği insan ve güvendiği limanı. Erdal Beşikçioğlu baba rolünü hakkıyla üstleniyor. Yine ikinci film gibi Kaplanoğlu filmin belirli yerlerinde yoğun metaforlar kullanıyor. Bora Altaş'ın şaşırtıcı derecedeki başarılı oyunculuğu parmak ısırtıyor. Tülin Özen'de bir yerden sonra filmin ilgi odağı oluyor.Biraz toparlarsam bir üçleme olarak insana bir şeyler katıyor. Özellikle üçlemenin bazı kısımlarında gözlerimin yaşarmasına engel olamadım. Özellikle Bal filminde bu yönde çok iyi sahneler var. Sinemamızın Semih Kaplanoğlu ve onun gibi yönetmenlere ihtiyacı var. Başlarken söylediğim gibi minimalist sinemaya bir yaklaşımımız var ve bunu gayet iyi kotarıyoruz. Hayata dair bir şeyler görmek isteyenler için Yumurta, Süt ve Bal ideal olacaktır.