“Ant olsun ki onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.” Yusuf suresi, 111. ayet
Peygamberlerin kıssaları gönül eğlendirici hikâyeler değil, ibret alınacak olaylardır. Buradaki “onların kıssaları”ndan maksat, ya genel olarak peygamberlerin kıssalarıdır veya bu sûrede anlatılan Hz. Yûsuf ile babası ve kardeşlerinin kıssasıdır. Gerçekten de Hz. Yûsuf’un yaşadığı sıkıntılardan kurtulup Mısır’da yüksek bir makama gelmesinde akıl sahipleri için büyük bir ibret vardır. Ancak birinci mâna daha kapsamlıdır.
Kur’an-ı Kerîm insanlar tarafından uydurulabilecek bir söz değil, kendisinden önce peygamberlere indirilmiş olan Tevrat, Zebur ve İncil gibi kitapları tasdik eden ilâhî bir kitaptır. Kur’an’ın her şeyi açıklamasından maksat, dünyada var olan her şeyi açıklaması değil, insanlığın muhtaç olduğu ve ilâhî bir aydınlatma olmadan ulaşamayacağı helâl-haram, sevap-günah gibi dinî ve ahlâkî konulara dair gereken ayrıntıları vermesidir. O, hükümleriyle amel edenler için hem bir hidayet hem de rahmettir.