Soru : Yüksek Yüksek Tepelere türküsünün öyküsünü kısaca yazınız
Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar
Uçan da kuşlara malûm olsun, ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim.
Uçan da kuşlara malûm olsun, ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim...
“Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” Türküsünün Gözyaşlarına Boğan Acıklı Hikayesi
Çoğu türkümüzün ardında hüzünlü hikayeler saklı, ama “Yüksek Yüksek Tepelere” türküsünün öyle bir hikayesi var ki derin bir ah çektiriyor.
Çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. 16’sına yeni bastığında Zeynep’i köylerindeki bir düğüne gelen Ali isimli bir genç görür ve çok beğenir.
Ali, köyüne döndüğünde hemen dünürcü gönderir. Zeynep’i Ali’ye verirler ve hemen düğünleri olur. Zeynep’in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece mesafededir.
Zeynep, köyün büyük tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışır.
En sonunda bu özlem ve horlanma Zeynep’i yataklara düşürür.
Altı gün altı akşam süren bir yolculuk sonrası köye ulaşan anne-baba, Zeynep’i yatakta bulur. Perişan bir halde olan Zeynep, annesi ve babasına da türküyü söylemeye başlar.
İşte o gün bu gündür bu türkü, ayrılığın türküsü olarak dillerde dolaşır: Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar. Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler. Annesinin bir tanesini hor görmesinler. Uçan da kuşlara malum olsun, ben annemi özledim. Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim. Babamın bir atı olsa, binse de gelse. Annemin yelkeni olsa, uçsa da gelse. Kardeşlerim yolları bilse de gelse. Uçan da kuşlara malum olsun, ben annemi özledim. Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim. Yıllardır kına geceleri esnasında dökülen gözyaşlarının ardında Zeynep’in gözyaşlarının döküldüğü böylesine acıklı bir hikaye saklı.
Kaynak: Türk Halk Müziği ve Oyunları, Sayfa 164