Eğitim sisteminin tabanı oturmadan tavanda yapılan değişiklikler hep havada asılı kalmıştır. Atık bu duruma alıştık, hatta sınav sisteminin değiştiği günün bir sonraki günü yeni değişen sistemin ne zaman değişeceğini konuşmaya başlarız. Çünkü yine tavan arasında hazırlanan bir tasarı olduğunu biliriz. Biliriz “Meram Fen Lisesi” ile “Cizre Fen Lisesi” nin aynı şey olmadığını ve her ne kadar harita araziyi gösteriyor olsa da arazinin kendisi olmadığını. Daha önce de yapıldı; ama tutmadı mesela 1998’e kadar uygulanan iki aşamalı ÖSS-ÖYS yerine 99’da tek aşamalı sistem ve 100’lük puan sistemi uygulandı. Bu sistemin sınavda sorulan ders ve konuların kapsamının dar olmasından dolayı ortaöğretimde birçok dersin es geçilmesine, öğrencilerin okulu boşlamasına neden oldu.
2006’da soru sayısı konuların kapsamı biraz genişletildi ve bazı derslerden yeniden soru gelmeye başladı; ama hala yetersizdi. 2010’da yine iki aşamalı; fakat bu seferki ismi YGS-LYS olan daha geniş kapsamlı ve daha çok öğrencinin kişisel başarısını ön plana çıkaran bir sisteme geçildi. Şimdi sınavın birinci aşaması yani YGS bizim neyimiz olur biraz tanıyalım.
2009-2010 yılı, sınavla ilgilenen herkes açısından sınavı tanımakla geçti. Söylendi anlatıldı kimi tutturdu kimi yanıldı ve nihayet sınav bittiğinde birçok soru cevabını bulmuştu.
YGS puanları ne kadar etkiledi?
MF-1 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %33.8
MF-2 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %34.4
MF-3 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %34.4
MF-4 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %34.2
MF-1 puanının Matematik, MF-2,MF-3 ve MF-4 puanları daha çok Fen Bilimleri ağırlıklı olduğunu hatırlayalım. Buna göre; sayısal çıkışlı ya da LYS-1 ve LYS-2 testlerine giren öğrencilerin Fen Bilimlerine oranla Matematik testi biraz daha zorlandıklarını görüyoruz fakat bu çok belirgin bir değil.
TM-1 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %31.2
TM-2 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %31.2
TM-3 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %31.4
TM puan türlerinde dağılımın daha eşit fakat katkının daha az olmasının sebebi LYS-1 ve LYS-3 testlerine katılan öğrencilerin YGS’de Fen Bilimleri Testinde fazla başarılı olamamalarıdır. Ayrıca Matematik ortalaması da düşüktür.
TS-1 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %27.2
TS-2 puan türünde YGS netlerinin toplam katkı oranı: %28.4
TS-1 puanı Matematik testinden TS-2’ye göre daha fazla etkilenir. Bu durum az da olsa arada ki 1 puanlık farkın sebebidir. Yine katkı oranındaki düşmenin sebebi, Fen Bilimleri ve Matematik testlerindeki başarının çok düşük olmasıdır. TS puanlarıyla tercih yapacak öğrencilerin çok küçük bir bölümü fen sorularını cevaplıyor. (Genel olarak da Biyoloji soruları cevaplanıyor)
Tekrar söylemek gerekirse, testlerin cevaplanma oranı, aynı gruplarda sınava giren öğrencilerin başarı seviyeleri ve sınavın zorluk derecesi bu oranları değiştirebiliyor. Örnek, 2011’de TS-2 puanına YGS’nin katkısı %28,4 olacak gibi kesin bir ifade kullanmak yanlış olur. ÖSYM’nin uzun yol puan hesaplama formülünde YGS+LYS netleri yeniden birlikte hesaplandığı için oranlar değişebiliyor.
YGS’de baraj uygulanır mı?
YGS bir geçiş sınavıdır. Bu sınavda iki tür baraj puanı uygulanır. Birinci baraj puanı 140, ikinci baraj puanı da 180’dir. 140 barajını aşan öğrenciler, 2 yıllık (Yüksek Okullar) önlisans ile açıköğretim 2 ve 4 yıllık bölümlerini tercih edebilir, 180 barajını aşan öğrenciler ise LYS’lere katılma hakkı ile birlikte YGS puanı ile öğrenci alan 4 yıllık yükseköğretim programlarını tercih etmenin yanı sıra özel yetenek sınavlarına katılma hakkını da elde ederler.
Yukarıdaki verilere dayanarak şunu net olarak söyleyebilirim: MF puanlarıyla tercih yapacak öğrencilerin YGS’ye diğerlerine oranla daha fazla çalışmaları gerekir. Bu cümleden şöyle bir yorum çıkmasın sakın, diğerleri çalışmasın gibi bir şey söylemiyorum. Her ne kadar YGS bir geçiş sınavı olsa da puanlara katkısı yadsınamaz. TS puanlarıyla tercih yapan öğrenciler LYS’de farkı kapatabiliyor fakat MF puanlarında farkı kapatmak daha pahalıya mal oluyor. Örnek 2010 verilerine göre, YGS-4 puanı 361 olan bir öğrenci TS-2 puan türünde 461 puan alarak Türkçe Öğretmenliğine yerleşti. Öğrencilerin asıl hedefi LYS olmalı; ama YGS’ye de gereken önemi vermeleri gerekir.
Son olarak Sait GÜRSOY hocamızın başlığına biraz değinmek istiyorum. Aktif olarak bu işin içinde olan insanlar daha iyi bilirler. YGS bu sistemde bir kargaşa yaratmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Hocam, haddim değil ama; “YGS Şubat Ya Da Martta Yapılmalı” yerine “YGS kökten kaldırılmalı” deseydiniz sanırım daha iyi olurdu.
Sağlık mutluluk ve başarı üçgeninde kalın…
NOT: YGS ile ilgili oranlar Uğur Dershaneleri Rehberlik Servisinden alınmıştır.