YGS İçin Tekrar Etme ve Potansiyelinize Güvenme Zamanı

Tekrar ile öğrenilen bilginin pekiştirilmesi önemli. YGS’de Yorum ve muhakeme gücünün ölçüldüğü unutulmasın…

KÜLTÜR DERSHANELERİ EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SALİM ÜNSAL:
YGS’YE AZ KALDI, ŞİMDİ ÖĞRENDİKLERİNİZİ TEKRAR ETME VE KENDİ POTANSİYELİNİZE GÜVENME ZAMANI

 

YGS için kısa bir zaman kaldı. Aday öğrencilerin kalan 3-4 haftalık zaman diliminde hiç bir ders ve konuyu ötelemeden çalışmaları aralıksız sürdürmeleri gerekiyor. YGS’yi bir baraj sınavı olarak algılamak gençlerin en temel hatalarından birisi. Evet, bu sınav sonucuna göre geçmeleri gereken bir baraj var belki ama, daha da önemlisi, Haziran ayında girecekleri LYS’nin puanlarının da önemli bir ayağını 15 Mart’ta girilecek sınav oluşturuyor olması. Puanların yaklaşık % 40’lık kısmı YGS ile elde ediliyor. Bu nedenle önemsiz bir sınav algısı içinde olan adayların bu algılarını acilen değiştirmesi gerekiyor.

 

YGS testleri yapısal olarak bilgi ağırlığından ziyade yorum ve muhakeme gücünü daha çok ölçüyor. Salt bilgi edinmeye dönük bir hazırlık sürecinin gerçek başarıyı yakalamada zorluk çıkaracağını söylemek mümkün. Adayların bilgi kazanımı yanında test ve sınav tekniği bakımından da kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. 5, 6 aydır sıkı bir hazırlık sürecinden geçen öğrencinin önceki öğrendiklerini kaybetme riski her zaman var. Bu riskin olumsuz etkisini azaltmak, hatta ortadan kaldırabilmenin en iyi yolu düzenli tekrarlar yapmak. İşte sınava az bir süre kaldığında tekrara dayalı ders çalışma stratejilerinin çok faydalı olduğunu yıllardır deneyimledik. Öğrendiklerini pekiştirebilen, test çözme tekniğini kavrayabilen, okuma, anlama ve problem çözme hızını artırabilen öğrenciler sınavda daha başarılı oluyorlar.

Öğrenciler kendi potansiyellerinin farkında olsunlar…

Öğrencilerden bazıları süreç ilerledikçe birinci derecede ilgi alanlarında yer almayan ders ve konulara karşı bir önyargı geliştirebiliyorlar. Önyargılar bulaşıcı hastalık haline gelmeye ve gittikçe daha çok dersi ve daha çok konuyu etki alanına almaya başlıyor. Özellikle YGS’nin müfredat ağırlığı üniversite kapısına gelmiş liseli bir öğrencinin potansiyelinin üzerinde hiç değil. Biraz sağlıklı bir zihin, biraz hevesli bir yaklaşım ve biraz programlı bir çalışma disiplini ile bu önyargıların zincirini kolayca kırabilmek mümkün. Yeter ki öğrenci kendi potansiyelinin farkına varabilsin, yapabileceğine dair inancını yitirmesin.


Kültür Dershaneleri Eğiitm ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdür yardımcısı Salim Ünsal’dan sınava dair önemli ipuçları…

“Sınavda başarılı olmak” kavramı bireyden bireye değişen, relative bir kavram. “Sınavda başarılı olduğunu kabul etmek” diye tanımlarsak daha yerinde bir tanımlama yapmış oluruz. Sınav puanları geniş bir yelpazeye yayılıyor. Bir öğrencinin kendini başarısız gördüğü bir puan aralığı başka bir öğrenci için ulaşılması mutluluk verici bir puan olarak karşımıza çıkabiliyor. Nihai hedef bir üniversite ve bir meslek alanı olunca adaylar, ancak bu iki kariyer hedefine ulaştıracak değerlere ulaştıklarında kendilerini başarılı olarak addediyorlar.

Bu açıklamadan sonra şu önerilerde bulunabilirim;

Gelecek ve kariyer açısından önemli bir sınava giriliyor olsa da bu sınav sonuçta bir zeka testi değil, bir sıralama sınavı. Bu nedenle sınava farklı misyonlar yüklenmemeli.

Öğrenciler başkaları ile kendilerini kıyaslamadan süreci yönetmeliler.

Adayların eksik bilgi ile sınav salonuna gitmemeleri gerekiyor.

Test ve sınav tekniği bakımından sınav gününe kadar kendilerini çok iyi geliştirmeliler.

Deneme sınavlarını sıklaştırarak gerçek sınavın psikolojik baskısını daha aza indirgeyebileceklerini söylemek mümkün.

Deneme sınavlarını sadece puan ve sıralama bakımından değerlendirmeyip, eksik ve hataları tespit eden bir tomografi olarak kabul etmek ve sonraki sınavlarda aynı hatalara düşmemeyi öğrenmek gerekiyor.

Hızlı ve doğru okuma tekniği konusunda kendilerini geliştirmeliler.

Problem çözme ve akıl yürütme konusunda çeşitli egzersizlerle performanslarını rahatlıkla artırabilirler.

Hem çalışma disiplini, hem de sınav anı bakımından zamanı kullanabilme becerisini kazanmaları gerekiyor.

Sadece sınava hazırlık derslerini kapsayan bir çalışma başarıyı getirmiyor. İnsan, sosyal bir varlık. Bunun bilincinde hareket ederek sosyal gereksinimlerini karşılayacak faaliyetlere de zaman ayırmaları çok önemli.

Uyku düzeni, dinlenme, beslenme gibi temel fizyolojik gereksinimlerin asla ihmal edilmemesi gerekiyor.

Televizyon, sosyal medya, internet gibi sürecin zaman ve dikkat hırsızlarını elbette ki tamamen hayatlarından çıkarsınlar diyemeyiz, gerçekçi olmaz. Ancak bunların kontrollü kullanımı oldukça önemli.

Başarılı olacağına dair inanç elbette çok önemli! Bu inancın hiç yitirilmemesi gerekiyor.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

YGS-LYS Haberleri