İşte Abbas Güçlü'nün açıklamaları:
Yeni sistemin adı da yok, yeni TEOG diyoruz keşke bir ismi olsaydı da onun üzerinden konuşurduk ama...
Bir baba bir oğlunu akıllı bir oğluna az akıllı diyebilir mi? Milli Eğitim Bakanı çıktı okulların bir kısmını nitelikli bir kısmını niteliksiz diye nitelendiri ki böyle bir tanımın olmaması gerekir. Okulların yüzde 10'unun nitelikli, yüzde 90'ının niteliksiz olduğunu devletin ortaya koyması ya da bunu böyle görüyor olması çok sakıncalı. Bir kere herkes ona takılmış durumda, ne demek nitelikli okul yani okulun niteliklisi niteliksizi mi olur, öğretmenin niteliklisi niteliksizi mi olur. Ama isim de yok biz ona yeni TEOG diyoruz öyle gidecek. Yani TEOG'da sadece sınava girme mecburiyeti kaldırıldı denseydi şu andaki sistemden daha farklı birşey olmazdı.
Okulların yüzde 10'u nitelikli diye açıklanıyorsa geriye kalan yüzde 90'ı demekki niteliksiz olarak görülüyor. Bir de işte kayda dayalı sistem deniyor, şu anda da kayda dayalı bir sistem var. Gidin bakın bütün okulların önünde servis var. Herkes o mahallede oturuyorsa o servisler neyin nesi? Bu sorunun cevabını da bakanın vermesi lazım.
Sınav olmayacak dendi, sınavın daha da koyusu olacak!
Haftalardır bu sistemi beklliyoruz. Sınav olmayacak dendi sınavın daha da koyusu olacak ve bu sınav sistemi dershaneye bağımlılığı daha da arttıracak artı parası olanı, ekonomik durumu iyi olanı bir adım öne geçirecek, oysa Sayın Cumhurbaşkanı "Sınavlar kaldırılsın çocuklar biraz oyun oynasın" diyordu tam tersi oldu. Şimdi iyi mahalleler var, yoksul mahalleler var. 5 tercih hakkı verisyorsunuz ama pek çok mahellede ikinci tercih yapacak okul yok. O zaman onun günahı ne? Bu göç hakereketini daha da arttıracak ve sahtekarlığın boyutlarını daha da arttıracak. Veli diyor işte "Ben gider muhtardan kağıt alırım.". Ev tutacaklar, iki üç aylık elektrik faturası alacak; çünkü çocuğunun geleceği söz konusu. Yani velileri daha çok yoracaklar, çocukları daha çok yoracaklar ama onun da ötesinde 60 soruyla nerden baksanız 300-400 bin kişi sınava girecek. Bunları ayırt etmeniz mümkün değil.
Bu sınav sistemini Orman Bakanlığı daha iyi yapardı
Bu sınav sistemi Orman Bakanlığı yapsaydı daha iyi yapardı. Milli Eğitim Bakanlığından böyle bir sistemin çıkmasını gerçekten anlamak mümkün değil. Sayın Bakanlardan birine sordum, Sayın Bakan dedim "Siz veterinerde çocuğunuzun okumasını ister misiniz?" çok bozuldu. Ama veteriner öğretmenler var, başkasının çocuğunu niye okutuyorsunuz? Sayın Bakan göndersin mahallesindeki okula ama Bakan olmadan önceki mahallesine çocuğunu göndersin. Bakan olduktan sonra çok farklı yerlerde oturuyorlar. Yani kendi yakınları gönderiyor mu bunu test etsinler; bir de herkes o okullara gidecekse bu okulların kapasitesi belli 100-150 kişi, başvuracak 1500 kişi neye göre alınacak?
Geçen sene TEOG'la TEOG 2'de 17 bin birinci çıkmıştı. Bakın 240 soru vardı 17 bin birinci, şimdi 60 soruda en az 30 bin tane birinci çıktığı zaman ne yapacaksınız? Okul puanları 5-5-5, sınavda birinci olmuş. Geçen sene ful çeken şampiyonlar doğum tarihine göre belirlendi ve doğum tarihi küçük olan okullara girdi. Şimdi şu başlayacak; insanlar çocuklarının doğum tarihlerini daha küçük göstermeye başlayacaklar ya da doğum tarihlerini değiştirecekler. Hani artık bunları tartışmayacaktık? Dahası bugün itibariyle daha özel okullara yabancı okullara nasıl girilecek belli değil. Asıl o okullara girmek için yarış yapılıyor. Ona diyor ilerde karar vereceğiz.
TEOG iyi değildi ama TEOG'u arattılar
TEOG iyi değildi ama TEOG'u arattılar. Şimdi dendi ki 6-7-8'den soru sorulacak. 8. sınıftaki çocuk onlara nasıl çalışacak? Onun da ötesi 60 soruyu 3 yılın 4 yılın programına nasıl dağıtacaksınız? Tarihten coğrafyadan 2 soru çıktı. Böyle şeyler olur mu? Üniversite sınavından kaldırdılar sonra geri koydular orası daha karmakarışık, girersen çıkamıyorsun. Ve bütün bunlar yıl ortasında yapılmaz. Bütün yaz neredeydiniz? Oturup düşünseydiniz taşınsaydınız bunu yapsaydınız. Şimdi okullar açılmış insanların kafasını karıştıryorlar. Şunu diyebilirlerdi " Sayın Cumhurbaşkanı maç başladı siz de futbolcusunuz bu işlerden anlarsınız, maçın ortasında kural değişmez. Biz bu sene dersimizi çalışalım gelecek yıl bunu sunalım. Bu sistemi de üniversiteye giriş sistemini de topluma bir taslak metin olarak anlatırlardı, üzerinde tartışılırdı ondan sonra gelecek yıl da artılar eksileri konuşulurdu yeni bir sistem olarak devreye konulurdu. Böyle birdenbire konulması, kafaların karıştırılması hiçbir işe yaramaz. Bu sistem böyle devam etmez. Uygulansa da seneye kalmaz. Öğrenciler kobay olacak yine, bundan öncekiler de kobaydı ondan öncekiler de. Bizim öğrenciliğimizden beri bu sistem oturacak deniyor hala oturduğu yok. Sorun bir de sınavın nasıl olacağında değil istediği kadar iyi olsun. Girdi okula ne olacak? Ondan sonra mezun oldu ne olacak? Üniversiteler bomboş! Türkiye'nin dört bir yanına üniversite doldurduk sorun çözüldü mü? Üniversiteye gitmiyor çocuk neden mezun olacağım iş yok diyor. Türkiye'nin sınavlarla uğraşacağına insan gücü planlaması yapması gerekiyor. 120 bin öğretmen açığımız var, 500 bin öğretmen fazlamız var; ordan 120 bini alıp buraya koyamıyoruz sorun orda yani.
Adrese dayalı sistem mümkün değil!
Gidin bakın İstanbul'da, Türkiye'nin herhangi bir yerindeki iyi okulların hepsinin önünde servis var. O mahalledeki çocuk gidiyorsa o servisler neyin nesi?
Tunceli'deki, Hakkari'deki, Muş'taki arkadaşımız, İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da yani daha büyük şehirlerdeki iyi okullara bu sistemde gidemeyecek mi?
Şimdi Hakkari'deki bir öğrencinin Galatasaray'a girme şansı yüzde kaçtır? Milyonda birdir. Şimdi bu ne olacak? Bu sistemde geçen sene 17 bin birinci nasıl çıktı? Çocukların süper başarılı olmasından mı? Hayır, kendi okullarında girdiler sınava ve okullar, valiler, Milli Eğitim Müdürleri kendi illerinde başarı oranları yüksek olsun diye herkes bir şekilde yardımcı oldu. Gazladılar sonra ortada kaldılar. Mesela Robert Lisesi bu sisteme göre öğrenci almaz alırsa da Robert Robert olmaktan çıkar, Galatasaray Galatasaray olmaktan çıkar.
Adrese dayalı sistem bugüne kadar oturmadı bundan sonra da oturmaz. Herkes ikametgah alır; parası olan ikinci üçüncü hatta dördüncü evini tutar. Fırsat eşitliği diye bir şey kalmaz. 5 tercih yapılacak; sanki herkes Beşiktaş'ta, Çankaya'da, Bornova'da oturuyor. Benim mahallemde tek okul var ikinci bir okul şansım yok ben 5 tercih nasıl yapacağım? Ya da başka bir ile nasıl gideceğim, benim cebimde param var mı ya da devlet karşılıyorsa gitmemi o zaman gideyim ama onu da yapma olanağı yok. Yani bazı yerler vardı 5 okul tercihi yapamazsın bazı yerler vardı 30 tane tercih yapsan az gelir. Zaten aynı Milli Eğitim Bakanlığı değil miydi herkese 30 tercih yaptıran, bakın herkese farklı seçenekler sunuyoruz diyen, şimdi nasıl 30'dan 5'e düştü tercihler? Bu da hiç uygulanabilir birşey değil. Tercihler Haziran'da açıklanacak dendi. Sorun sınavın ne zaman açıklanacağında, erken ya da geç açıklanmasında değil sorun sınavın ne kadar adil ve güvenilir olduğunda. Sanıyorlar ki erken açıklayınca iş bitecek ya da kolay soru sorunca iş bitecek. Yani ben iddia ediyorum bu Milli Eğitim Bakanlığında hiç kimse bu işleri bilmiyor. Diyorum Orman Bakanlığı, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu sistemi düzenleseydi daha iyi bir sistem orataya çıkardı en azından daha objektif ve adil olurlardı.