Yelkenleri suya indirmek deyiminin anlamı:
Israrından, iddiasından, direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini kabul etmek; yüksekten atıp tutmayı bırakarak yumuşamak.
Gerçekleri görüp durumu düzeltmek, direnmekten vazgeçmek, durumuna göre hareket etmek, alçaklarda oturup kendini gözetmek, haddini bilmek, daha önce yaptıklarından dönmek. Eskiden yelkenli gemiler, rüzgâr veya kürek gücüyle yüzdürülürdü. Bir gemi yabancı sulara girince, saygı ifadesi olarak yelkenlerini indirirmiş. Fatih Sultan Mehmet, Rumeli Hisarı’nı yaptırdıktan sonra, Karadeniz'den gelen bir Ceneviz gemisine yelkenlerini indirmesi emrolunmuş. Fatih, yelkenlerini indirmeyen gemilerin topa tutulmasını emretmiş. Gemiler de yelkenleriyle birlikte denizin dibini boylamış.
Yelkenleri suya indirmek deyiminin hikâyesi:
İlk zamanlarda yükseklerde uçan kimselerin daha sonra durumlarının farkına vararak eski hallerinden vazgeçtiklerini anlatmak için kullanılan bir deyimdir. Eskiden gemiler, rüzgarlı havalarda yelkenle yürütülürdü ve geleneğe göre bir gemi, yabancı bir ülkenin sınırlarına girdiğinde saygı gereği yelkenlerini indirmek zorundaydı. Bir gün Fatih Sultan Mehmed, Rumelihisarı'nda gezerken bir Ceneviz gemisi hisara yaklaşır ancak yelkenleri indirilmez. Kaptana yelkenleri indirmesi hatırlatılmasına rağmen geminin yelkenleri indirilmeyince Fatih'in emriyle gemi topa tutularak batırılır ve böylece bu deyim dilimize geçer.
Gerçekleri görüp durumu düzeltmek, direnmekten vazgeçmek, durumuna göre hareket etmek, alçaklarda oturup kendini gözetmek, haddini bilmek, daha önce yaptıklarından dönmek.
Eskiden yelkenli gemiler, rüzgâr veya kürek gücüyle yüzdürülürdü. Bir gemi yabancı sulara girince, saygı ifadesi olarak yelkenlerini indirirmiş.
Fatih Sultan Mehmet, Rumeli Hisarı’nı yaptırdıktan sonra, Karadeniz'den gelen bir Ceneviz gemisine yelkenlerini indirmesi emrolunmuş. Fatih, yelkenlerini indirmeyen gemilerin topa tutulmasını emretmiş. Gemiler de yelkenleriyle birlikte denizin dibini boylamış.