Yapay tatlandırıcıların bağırsak iç dengesini koruyan ve sağlığımız için çok önemli olan biyolojik doğal mikrobik florayı etkilediğini gösteren çalışmalar var. Yani tatlandırıcıların bağırsaktaki bakteri içeriği ve işlevini olumsuz yönde etkiledikleri anlaşılıyor.
Dahası bu etkilenmenin şekere karşı toleransı azalttığını, yani bizi bir anlamda “şeker hastalığına giden bir yolculuğa” çıkarabileceğini gösteren işaretler bile var. Bu bir anlamda antibiyotiklerin bağırsaklarımızdaki bakterilere verdiği zararla eş anlamlı...
Yeni bir çalışmada sağlıklı bireylerde yapay tatlandırıcıların bağırsak florasını bozabildiği, biyolojik dengeyi değiştirerek “disbiyosiz” adı verilen olumsuz tabloya yol açtığını, bu gelişmenin de şeker intoleransını tetiklediği gösterildi. Kısacası içinde ister sakarin, aspartam ister sükloraz olsun kimyasal formülasyonlarla üretilmiş sentetik tatlandırıcılardan uzak durun.
Asesülfam artmış lösemi, timüs kanseri, meme kanseri ve kronik solunum yolu hastalığı riski ile ilişkili olduğu düşünülmektedir?
Monosodyum glutamat (MSG), birçok ambalajlanmış gıdaya ve konserve ürüne eklenen lezzet arttırıcı ve koruyucu maddedir. Araştırmalar, monosodyum glutamatın kronik inflamasyon, karaciğer hasarı, kilo verme direnci ve kronik ağrı ile ilişkili olduğunu bulmuştur.
Sukraloz, hasar görmüş bağırsak mikroflorasıyla sonuçlanan yüksek derecede işlenmiş bir dizi reaksiyonda üç klor atomu ile üretilir. Bu tatlandırıcının Gut dysbiosis, kardiyovasküler, otoimmün, nörolojik, psikiyatrik hastalıklar ve kanser gibi bir dizi problem ve hastalığa yol açabileceği düşünülmektedir. Ancak henüz çok kesin tanılar ortaya konulmamıştır.
Aspartam; fenilalanin (%50), aspartik asit (%40) ve metanolden (%10) oluşur. Yapay tatlandırıcılar sınıfındadır. Kimyasal aspartik asit, eksitotoksin işlevi görür, nöronları uyarır ve sinir hücrelerini yok eder. Araştırmacılar, kanser hücrelerinin aspartama maruz kaldıklarında, doğrudan aktivite ve hareketliliklerinde artış olduğunu bulmuşlardır.
Sodyum benzoat; Enerji içeceği gibi bazı içeceklerde bulunur. DEHB, astım ve diğer enflamatuar bozukluklarla bağlantılıdır. Sodyum benzoat, askorbik asitle birleştirildiğinde, kanserojen bir bileşik olan benzer ortaya çıkar. Benzen, lösemi ve lenfoma dahil olmak üzere çeşitli kanser türleriyle ilişkilidir.