Bir gün bir köyde bir çoban varmış. Bu çobanın koyunları varmış. Her gün koyunlarını güder, işine bakarmış. Bu durumdan sıkılmaya başlayınca köylülerle bir oyun oynamak istemiş. Sürüsüne kurt saldırdı yalanıyla köylüleri yardıma çağırmayı planlamış.
Bir gün planını gerçekleştirmek için bütün köye haber vermiş. Köylüler büyük bir heyecanla yardıma koşmuşlar. Bir de bakmışlar ki kurt falan yok, koyunlar, kuzular, koçlar olduğu gibi duruyor. Çobanın alay ettiğini anlamışlar.
Aradan zaman geçmiş, çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış ve bütün sürüyü kırmışlar. Çoban köylülerden yardım istemiş. Fakat daha önce köylülerle alay edip, onları kandırdığı için kimse çobana inanmamış ve yardım etmemiş.
Çoban yaptığı hatanın farkına varmış ama iş işten geçmiş, hem köylülerin iyi niyetini hem de sürüsünü kaybetmiş.
Yalancı çoban hikayesinden çıkarmamız gereken yalan söylememektir. Bir kez yalan söyleriz bir dahaki yalana kimse inanmaz.