Soru : Bedir Savaşı öncesi Peygamberimiz (s.a.v.) sahabilerle istişare ederken Sa’d bin Muaz (r.a.), Allah Resulü’ne (s.a.v.) şöyle der: “Ya Resulallah! Biz sana iman ettik ve seni tasdik ettik. Getirdiklerinin hak olduğuna şehadet ettik. Dinlemek ve itaat etmek için de sana kesin söz verdik. Ya Resulallah! Nasıl isterseniz öyle yapınız. Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki bize denizi gösterip de dalsan hiçbirimiz geri kalmaksızın seninle birlikte dalarız...”
İbn-i Hişam, es-Sîretü’n-Nebeviyye, C 2, s. 266;
İbn-i Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, C 5, s. 10-11.
Yukarıdaki söz, sahabilerin Hz. Peygamber’e (s.a.v.) olan sevgi ve bağlılıkları konusunda sizlere neler düşündürmektedir?
Ödev cevabı kısaca : Bu söz, sahabilerin Hz. Peygamber'e (s.a.v.) olan derin sevgi ve bağlılıklarını gösterir. Sahabi Sa'd bin Muaz'ın ifadeleri, Peygamberimizin (s.a.v.) liderliğine, rehberliğine ve doğru yolda ilerlemeye olan inancını ve teslimiyetini açıkça ifade etmektedir. Bu, sahabilerin Hz. Peygamber'e (s.a.v.) karşı duydukları derin sevgi ve saygının bir göstergesidir.
Sa’d bin Muaz’ın bu ifadesi, sahabilerin Hz. Peygamber’e (s.a.v.) olan derin sevgi ve bağlılıklarını vurgulamaktadır. İşte bu sözün bazı önemli noktaları:
- İman ve tasdik: Sa’d bin Muaz, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) olan imanlarını ve getirdiği mesajın hak olduğuna olan inançlarını ifade ediyor. Sahabeler, Peygamberimiz’in risaletini kesin bir şekilde kabul etmişlerdir.
- Dinlemek ve itaat etmek: Sa’d bin Muaz, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) itaat etmeyi ve onun emirlerine uymayı kesin bir şekilde taahhüt ediyor. Bu, sahabilerin Peygamberimiz’e (s.a.v.) olan bağlılıklarının bir ifadesidir.
- Fedakârlık ve cesaret: Sa’d bin Muaz, denizi gösterip dalsalar bile hiçbir sahabinin geri kalmayacağını ifade ediyor. Bu, sahabilerin Hz. Peygamber’in yanında her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduklarını göstermektedir.
Bu söz, sahabilerin Peygamberimiz’e (s.a.v.) olan sevgi ve sadakatinin ne kadar derin ve samimi olduğunu göstermektedir. Onlar, İslam’ın yayılmasında büyük rol oynamış ve Peygamberimiz’in öğretilerini nesilden nesile aktarmıştır. Bu nedenle, onların bu fedakârlıkları ve bağlılıkları bize örnek olmalıdır.