Yağış: Yağmur, 2. Yağan yağmur veya kar miktarı.
Yağmur: Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları. 2.Çok ve sık düşen, gelen şey. 3. Çokluk, bolluk.
Yakar: Güzelliği ile yürek yakan.
Yakut: Pembe veya erguvan tonlarıyla karışık koyu kırmızı renkte, saydam olan değerli bir süs taşı. 2. Kuzeydoğu Sibirya’da yaşayan bir Türk topluluğu ve bu topluluktan olan kimse.
Yaldız: Eşyaya altın veya gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı veya yaprak durumundaki, altın gümüş ve bunların taklidi olan madde. 2. Aldatıcı dış görünüş, göz boyama.
Yalınca: Sadece, çıplakça.
Yalıncan: İçi dışı bir olan, içten dost.
Yapıncak: Seyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm.
Yaprak: Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölümü.
Yar: Çok sevilen, sevgili. 2. Dost, tanıdık. 3. Yardımcı.
Yarcan: Çok sevilen, sevgili.
Yarence: Yaren gibi, yarene benzer.
Yarkınbüke: Güneş aydınlığı gibi güzel.
Yarpuz: Çiçekleri birbirinden ayrı halka biçiminde, nane türünden, kısa saplı, az veya çok tüylü, güzel kokulu bir bitki.
Yasemin: Çeşitli renklerde, kokulu çiçekleri olan bir bitki.
Yaşagül: Yaşamın boyunca gül, mutlu ol.
Yaşıl: Yeşil.
Yaşın: Işık parlaklık, şimşek.
Yaşmak: İnce yüz örtüsü, hafiflik.
Yazgan: Süsleyici, sürekli yazan.
Yazgı: Alın yazısı, kader
Yazgül: Yaz gibi sıcak, gül gibi güzel.
Yazgülü: Yazın açan gül çiçeği. 2. Havalı güzel.
Yediveren: Yılda bir kaç defa çiçek açıp meyve veren bir bitki.
Yegah: Doğu müziğinin en eski makamlarından.
Yegane: Biricik, tek.
Yelcan: Rüzgar gibi hızlı olan.
Yelda: Uzun. 2. Yılın en uzun gecesi.
Yeler: Rüzgar gibi hızlı, aceleci.
Yelesen: Rüzgar gibi esen.
Yeliz: Ferah yer, aydınlık, havadar.
Yelkin: Hazır duruma gelmiş, ayaklanmış.
Yelten: Davran, teşebbüs et.
Yenal: Üstün gelen, zafer kazanan, muzaffer.
Yenigül: Yeni açmış gül kadar güzel.
Yenigün: Yeni başlayan gün, yeni zaman.
Yeşil: Genç, taze, doğa rengi, bitki rengi.
Yeşim: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş.
Yeter: Yeterli, kafi. Son olması için çocuğa verilen isim.
Yıldanur: Nurlu yıl, şanslı yıl.
Yıldız: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri. 2. Sinema veya sahne sanatçısı, star 3. Bir toplulukta veya bir meslekte üstün başarı gösteren kimse. 4. Şans, talih, baht
Yıldızhan: Güçlü şans.
Yomut: Uğur, şans getiren hediye.
Yonca: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerin genel adı.
Yöre: Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü, havali.
Yudum: Bir içimlik sıvı.
Yumak: Top biçiminde sarılmış iplik.
Yumuk: Yumulmuş olan, yumulmuş gibi duran. 2. Tombul
Yuna: Yıkanmış, temiz, pak.
Yunak: Yıkanma yeri, banyo, hamam.
Yunar: Temiz kişi. 2. Temizlik yapan kadın.
Yurdagül: Ülkesini gül gibi güzel gören.
Yurdum: Vatanım, ülkem.
Yurtsevil: Vatanı gibi sevilmek arzusunda olan.
Yurtsevin: Vatanıyla sevinen.
Yücenur: Nurlu, ulu kişi.
Yükselen: Yükseklere çıkan. 2. Durmaksızın aşama gösteren.