Sıvı hâl, katı ile gaz arasındaki geçiş hâlidir. Katıda tanecikler bulundukları yerde sadece titreşim hareketi yaparlarken yeterli ısı enerjisi aldıklarında tanecikler birbirleri üzerinden kaymaya başlar. Bu hareket öteleme hareketidir. Katıdan gaza doğru gidişte moleküller arası çekim kuvvetleri azalırken gaz hâlden katı hâle doğru moleküller arası çekim kuvvetleri artar. Maddenin hangi hâlde olduğu moleküller arası çekim kuvvetlerinin büyüklüğünün bir sonucudur. Sıvı tanecikleri öteleme hareketi yaptıklarından bulundukları kabın içinde sürekli olarak yer değiştirir. Ancak sıvılar, kabın doldurdukları kısmında dolaşır ve o kısmın şeklini alırlar.
Katılar akışkan olmadıkları hâlde sıvılar ve gazlar akışkandır. Sıvıların akışkanlığa karşı gösterdikleri dirence viskozite denir. Viskozite akmazlık olarak da tanımlanabilir. Bir sıvının akıcılığı ne kadar az ise viskozitesi o kadar büyüktür. Sıvılarda moleküller arası çekim kuvvetlerinin artması sıvının akışkanlığını azaltır, viskozitesini artırır. Çok belirgin bir örnek olarak su ve bal sıvılarını karşılaştıralım. Balda sıvı tanecikleri arası çekim kuvvetleri suya göre aynı sıcaklıkta daha fazladır. Bu sebeple aynı sıcaklıkta balın viskozitesi sudan daha yüksektir. Benzer şekilde reçel, pekmez gibi sıvıların viskozitesi sudan büyüktür.
Viskozite, iki farklı yaklaşım kullanılarak ölçülebilir:
- Dinamik kayma viskozitesi: kayma gerilimi (kuvvet) akışkana mekanik olarak uygulanır ve akışkan katmanının sabit bir malzeme üzerinde hareket hızı ölçülür. Viskozite = Kesme Gerilmesi / Kesme Hızı
- Kinematik viskozite (momentum difüzivitesi veya akış süresi olarak da bilinir): yerçekimi kuvveti altında sabit bir malzemenin üzerinde hareket ederken sıvının akış hızını ölçer. Bu durumda, kuvvet ölçülmez çünkü kinematik viskozite, akışkanın yerçekimi altında ne kadar hızlı hareket ettiğinin bir ölçüsüdür.