Kısa cevap; çünkü Vefat eden kişi, Allah’ın (c.c.) huzuruna borçları ile gitmemelidir. Eğer borçla giderse tamamlanmamış olur. Bu da ona ahiretin kapılarında sıkıntı yaratacaktır.
Vefat eden biri, bütün mal varlığını kendi soyundan olmayan kişi veya kişilerin alması için vasiyet edemez. Ancak kalan malının 1/3’ünden vasiyet edebilir. Geriye kalan miras, mirasçıların hakkıdır.
Vefat eden kişi, borçlarının ödenmesinin yanı sıra geride bıraktığı malın 1/3’ünden hayır işlerinde kullanılmak üzere vasiyette de bulunabilir. Örneğin okul ve cami yaptırılmasını, fakir ve yoksulların ihtiyaçlarının karşılanmasını vb. isteyebilir. Ancak geride kalan çoluk çocuğunun ihtiyaçları varsa onların da muhtaç durumda bırakılmaması önemlidir. Yine yapılmasını istediği şeyler, varislerinin kalan malın 1/3’ü ile yerine getiremeyecekleri bir şey ise onlar bunu yapmakla sorumlu değildirler. İmkânlarına göre yaparlarsa bu da güzel bir davranış olur. Vefat eden bir Müslüman’ın vasiyetini malının imkânları içinde yerine getirmek, onun borçlarını ödemek geride kalanlar için bir sorumluluktur. Bu uygulamaya dikkat etmek, vefat edenin hak ve isteğini yerine getirmek aynı zamanda ona olan saygının bir gereğidir.