Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Sayfa 186 Cevapları
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Türkü dinlemeyi sever misiniz? Bildiğiniz bir türküyü arkadaşlarınıza söyleyiniz.
Gesi Bağlarında Dolanıyorum
2. Âşıklık geleneği nedir? Bildiğiniz saz şairleri kimlerdir?
Sazlı (telden), sazsız (dilden), doğaçlama yoluyla, kalemle (yazarak) veya birkaç özelliği birden taşıyan geleneğe bağlı olarak şiir söyleyenlere “âşık”, bu söyleme biçimine “âşıklık – âşıklama”, âşıkları yönlendiren kurallar bütününe de “âşıklık geleneği” adı verilir.
Bazı saz şairleri: Köroğlu, Karacaoğlan, Aşık Veysel.
Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Sayfa 187 Cevapları
1. ETKİNLİK
Okuduğunuz şiirde geçen bazı sözcüklerin anlamları verilmiştir. Anlamı verilen sözcüğü bulup bulmacaya yazınız.
2. ETKİNLİK
“Vatan Sevgisini İçten Duyanlar” şiirinden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
1. Şiire göre vatan sevgisini içten duyanların taşıdığı özellikler nelerdir?
Cevap: Dürüstçe ve benimseyerek çalışmak, okumak, vatanına sahip çıkmaktır.
2. Şiirin ikinci dörtlüğünden anladıklarınızı yazınız.
Cevap: Atalarımız vatanımızı korumak için canlarını vermişlerdir. Vatanımız bize atalarımızdan kalan emanettir.
Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Sayfa 188 Cevapları
3. “Vatan aşkı ile çalışan kafa / Muhakkak erişir öndeki safa.” dizelerinden anladıklarınızı yazınız.
Cevap: Vatan aşkıyla çalışıldığında ülkemiz gelişir.
4. Şaire göre bu dünyada mutlu olmak için neler yapmak gerekir?
Cevap: Allah rızasına uygun, diğer insanlara da faydalı olabilecek bir iş tutmak, çocukları okutmak ve okumak gerekir.
5. Şiirin en beğendiğiniz bölümü hangisidir? Gerekçesi ile yazınız.
Cevap: Şiirin dördüncü dörtlüğünü beğendim. Bu dörtlükte nasıl bir işte çalışmamız gerektiğini ve okumak ile ilgili güzel öğütler veriliyor.
3. ETKİNLİK
Şiirin konusunu ve ana duygusunu yazınız.
Konu: Vatan sevgisine sahip olanların özellikleri
Ana Duygu: Vatan sevgisi
4. ETKİNLİK
Öğretmeninizin izleteceği Âşık Veysel’in 1969 yılında Erdoğan Alkan ile kendi hayatı hakkında yaptığı röportajın amacı (kültür aktarma, bilgilendirme, ikna etme) nedir? Söyleyiniz.
Cevap: Röportajın amacı kültür aktarmadır.
Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Cevapları Sayfa 189
5. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki şiiri okuyunuz.
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda.
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece.
Uykuda dahi yürüyom
Kalkmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece.
Kırk dokuz yıl bu yollarda,
Ovada, dağda, çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece.
(…)
Şaşar Veysel işbu hâle
Gâh ağlaya gâhi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece.
Âşık Veysel ŞATIROĞLU
(Kısaltılmıştır.)
b) Âşık Veysel’in kendi sesinden “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü dinleyiniz.
6. ETKİNLİK
Derse hazırlık bölümünde araştırdığınız türkü hikâyesini arkadaşlarınıza anlatınız.
Aşağıdan Geliyor Türkmen Koyunu (Manda Yuva Yapmış) Hikayesi
Dönemin beyi tarafından halk ozanlarının yönetim aleyhine söz söylemeleri yasaklanmıştır. Bu yasağın yanı sıra saz çalıp türkü söyleyen ozan a bir eğlencede kendilerine türkü çalması emrivakisi yapılmış, bir kenara da önüne kuru ekmeklerden oluşan yemek konmuştur. Bu ortam da bu türkü nün çıktığı söylenmektedir.
Ozan da kendisine yapılan bu haksızlığı onlarla dalga geçerek dile getirmiştir.
Şöyle ki:
Tosya bilindiği gibi pirinci ile ünlüdür. Çeltik tarlalarının sürülmesinde kullanılan Manda yazın sıcağında göletlere yatarak az kıllı olan derisini hem serinletmek hem sineklerden korumak amacıyla çamura bular. Bunun içinde göletlerin ve çeltik tarlalarının kenarlarında bulunan ve dalları da suyun içine kadar uzanan salkım söğütlerin dalları üzerine, gölgesine yatar. İşte mandanın söğüt dalına yuva yapması budur. Yavrusunu Sinek Kapması da yavrunun sinek tarafından ısırılmasıdır.çünkü yörede kapmak sözü ısırmak anlamındadır. “Köpek kapar” gibi.
Ayrıca “cız tutmak” diye bir deyim vardır. Bir tür sineğin hayvanların kuyruk altlarına girip ısırması ile oluşan ve hayvanı delirten oradan oraya sıçratan bir olaydır.
Ardından “gördünmü” sözcüğü ile türküye devam edip akıl almaz olayların olduğunu vurgulayıp alay etmektedir.
İkinci kıtadaki “Öküzün torbadan düşmesi ise:Öküzlerin hem yemlenmesi , ekine zarar vermemesi hemde zaman kazanmak için boyunlarına takılan yem torbasının öküzün boynundan çıması ve öküzün yemeden içmeden kesilmesi anlamını taşır.
Üçüncü kıtadaki müezzinin minareden uçması da erenlere karışması ermesi anlamındadır.
Bağlantı bölümünde de tirit yemeğini emeği karşılığı hak ettiğini anlatıyor. Tirit: kuru ekmekleri sıcak su ile ıslatılarak yapılan bir yöre yemeğidir.durumu iyi olanlar et suyu soğan ve kıymada ilave edebilirler.
Türkü baştan sona içinde doğruları anlatan fakat ilk bakışta anlamsız gibi görünen bir ifade taşımaktadır. Ozanın ince zekası hiciv sanatının çok güzel bir örneğini sunmuştur. Özellikle farklı anlam taşıyan kelimeler seçilmiş; kendine yapılan haksızlığa onlarla alay ederek “eylenerek” dalga geçerek cevap verilmiştir.
Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Sayfa 190 Cevapları
7. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki metni okuyunuz.
EFEMERA
Efemera, gündelik yaşama ait “ıvır zıvır” olarak nitelendirilebilecek kısa ömürlü küçük belgeleri ifade eden bir tanımlamadır. Başka bir deyişle efemera, “gündelik hayatın önemsiz geçici belgeleri”dir.
Biriktirilerek koleksiyon yapılan ve gelecek kuşaklara aktarılan gazeteler, dergiler, sinema biletleri, tiyatro programları, el ilanları, afişler, posterler, çikolata kartları, tapu belgeleri, takvimler, kartvizitler, etiketler, kartpostallar, menüler ticari materyaller ve benzerleri, hemen hemen sosyal hayatın tamamında kullanılan belgeler olması dolayısı ile toplumun kültürü hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Gündelik yaşamın ayrıntılarını belgeleyen efemera belgeler, kültürel ve tarihsel çalışmalara ışık tutar. Kısaca efemera koleksiyonerliği kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılması açısından son derece önemlidir.
b) Metindeki geçiş ve bağlantı ifadelerini bulunuz. Bu ifadelerin anlatıma olan katkısını belirtiniz.
“Başka bir deyişle, dolayısı ile, Kısaca.”
Bu ifadeler metinde bir düşünce ile bu düşünceden doğan başka bir düşünce arasında bağlantı kurarlar. Düşünceyi olumlu ya da olumsuz olarak yönlendirirler.
8. ETKİNLİK
a) Aşağıda pul koleksiyonundan bir örnek verilmiştir. Bu görseli inceleyiniz.
b) Sizin ya da çevrenizdeki birinin herhangi bir koleksiyonu (peçete, kartvizit, pul, eski para…) var mı?
Bu soruyu siz cevaplayabilirsiniz.
c) Koleksiyon yapmanın kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasındaki önemiyle ilgili görüşlerinizi arkadaşlarınızla tartışınız.
Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütününe koleksiyon denir. İnsanlar değerli gördükleri nesnelerin koleksiyonunu yaparlar.
Koleksiyonu oluşturan nesneler uzun bir süre içerisinde toplanır. Bu nesneler tarihten gelen nesnelerdir ve toplandığı dönemin özelliklerini yansıtır. Bu özellikler kültürel de olabilir.
Kültürü yansıtan bu nesnelerin saklanıp korunması, bu nesnelerin gelecek kuşaklar tarafından da görülmesini sağlar. Böylece bir kültür aktarımı meydana gelmiş olur. Bu yönden koleksiyonların kültür aktarımında doğrudan ve büyük bir önemi vardır diyebiliriz.
Vatan Sevgisini İçten Duyanlar Metni Sayfa 191 Cevapları
9. ETKİNLİK
Türkülerin millî kültürümüzdeki yeri ve önemiyle ilgili, defterinize bilgilendirici bir metin yazınız. Yazınızda günlük hayattan örnekler veriniz.
Milletlerin kültürlerini oluşturan pek çok öge vardır. Türküler de bizim kültürümüzün en önemli ögeleri arasında yer almaktadır. Geçmişten günümüze halkımıza, bize, yaşantımıza dair ne varsa içerisinde barındıran türkülerimiz; adeta bize bizi anlatmaktadır. Tarihten bugüne köprü niteliğinde olan türkülerimizin kültürümüzdeki yeri ve önemi nedir madde madde sıralayalım.
» Türkülerimizin pek çoğunun bir hikayesi vardır; yaşanmışlıklar üzerine söylenir. O anın acısını, hüznünü, kederini, heyecanını ya da sevincini yansıtır.
» Türkülerimiz dilimizin gelişimine katkıda bulunmuştur. Okuma yazma bilmeyen insanlar dahi geçmişte türkülere kaynaklık etmiş, bir türküyü ilk dillendiren kişi olabilmiştir.
» “İnsan olmak” haricinde hiçbir ortak nokta aramayan türkülerimiz; kültürümüzün en önemli değerlerini ortaya koymaktadır.
» İnsanımız, okuma yazma bilmese dahi duygularını türküler ile dile getirmiş; kalbindekini dışarıya yansıtabilmiştir. Okuma yazma bilen insanlar için dahi, kaleme gelmeyen kelimeler söze gelmiştir.
» Türküler direkt kalpten gelmektedir ve yaşanmışlıklardan beslenir. Bu nedenle türkülerdeki duygu yoğunluğu başka müzik türünde bulunmaz.
» Türküler, o dönemin yaşam koşullarını ve hayatı da içerisinde barındırır. Bu nedenle türküler kültürün hemen her alanından kesitler sunar.
Milletlerin kültürel değerleri, onları bir arada tutan önemli ögeler arasında yer almaktadır. Çünkü kültür; birden oluşmaz, aniden gelmez, tepeden inmez, rastgele olmaz ve yolda bulunmaz. Kültür, ilmek ilmek dokunarak meydana gelir. Yıllar, hatta bazen yüzyıllar alır ve zorlu süreçlerin ardından oluşur. Bizim milletimizin de en önemli kültürel değerlerinden biri türküleridir. Türkülerimizin kültürümüzdeki yeri ve önemi bambaşkadır.
Türkülerimiz, milletimizin bağrından çıkmıştır. Türkülerimizin pek çoğu anonimdir. Kim tarafından yazıldığı ya da kim tarafından söylendiği belli değildir. Bu durum, türkülerimizin millete mal olduğunun en önemli göstergeleri arasında yer alır. Türkülerin hemen hemen hepsinin bir de hikayesi bulunmaktadır. Tüm bu sebeplerden türkülerimizin kültürümüzdeki yeri ve önemi tartışılmazdır.
10. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki cümlelerin yüklemini bulunuz. Yüklemine göre cümlenin türünü yazınız.
Yüklemin Türüne Göre | |
---|---|
Gidiyorum gündüz gece. | Fiil Cümlesi |
Uzun ince bir yoldayım. | İsim Cümlesi |
Okuduğumuz şiiri çok beğendim. | Fiil Cümlesi |
İki kapılı bir handayım. | İsim Cümlesi |
Gidenleri hep görüyorum. | Fiil Cümlesi |
Sebep arıyorum kalkmaya. | Fiil Cümlesi |
Veysel bu işe şaşmaktadır. | İsim Cümlesi |
İki kapılı bir han denen yer dünyadır. | İsim Cümlesi |
b) Siz de isim ve fiil cümlelerine örnek veriniz.
İsim Cümlesi:
Yarışmada sonuncu gelen Ahmet’tir.
Fiil Cümlesi:
Şu an bir fiil cümlesi yazıyorum.
GELECEK DERSE HAZIRLIK
• Kahvenin topraktan fincana gelene kadar geçirdiği aşamaları araştırınız.
1. Aşama: Kahve Ekimi
Bilinen kahve çekirdeği aslında kahve ağacının tohumudur. Bu tohum toprağa ekilir. Çekirdeğin filizlenmesi için ekim yapılan alanın çok sık sulanması gerekir. Kahve ekimi yağışlı mevsimde yapılır. Bir kahve ağacının meyve vermesi 3-4 yılı alır.
2. Aşama: Kahve Hasadı
Kahve meyvesi olgunlaşma döneminde parlak kırmızıya döner. Bu meyvelere kahve kirazı da denir. Kaliteli bir ürün için genelde hasatlar elle yapılır. Makine ile de hasat yapılabilir.
3. Aşama: Kahve Meyvesinin İşlenmesi
Kahve toplandıktan hemen sonra işlenmeye başlanmalıdır. Kahveler kuru veya yaş olarak iki ayrı yöntemle işlenebilir. Kuru yöntemde meyvenin çürüme veya mantarlanma riski vardır. Islak yöntemde meyvenin dışındaki yumuşak kısmı makine aracılığıyla alınır. Ayıklama işlemi sonunda meyveler büyük fermente tanklarda 12-48 saat bekletilir.
4. Aşama: Çekirdekleri Kurutma
Yaş yöntemle işlenen kahve, uygun depolama için gereken %11 nem oranına kadar uygun alana serilir. Düzenli olarak çevrilerek güneşte kurutulur.
5. Aşama: Kabuk Ayıklama
Kahve çekirdekleri ihraç edilmeden önce üzerindeki zar ayrılır. Hasarlı çekirdekler diğerlerinden ayrılır. Çekirdekler büyüklüklerine göre ayrıştırılır.
6. Aşama: Tadım
Kahve çekirdekleri kalitelerine, tatlarına, kokularına, aromalarına göre insanlar tarafından kontrol edilir. Bu özelliklere göre kahve tekrar sınıflandırılır.
7. Aşama: Kavurma
Bu aşamada yeşil renkli kahve kavrularak kahverengine dönüştürülür. Çekirdekler 280 derecede kavrulur. Kavrulan kahvelerin daha fazla yanarak koku ve tat kaybına uğramaması için hemen soğutulması gereklidir.
8. Aşama: Öğütme
Çekirdekler demlenmeden önce son olarak öğütülür. Demleme yöntemine göre kahve çekirdeği farklı kalınlıkta öğütülür. Kahve ince öğütüldüğü zaman kahve daha hızlı hazırlanır.
9. Aşama: Pişirme
Öğütülmüş kahve çekirdekleri hazırlanan kahvenin türüne göre pişirilir ya da demlenir.
• Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde 2016 yılına kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 17 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır. Bu varlıklardan istediğiniz bir tanesini araştırınız. Araştırmalarınızı “www.kulturvarliklari.gov.tr” adresinden yapabilirsiniz.
Nemrut Dağı (Adıyaman – Kahta)
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 1987
Liste Sıra No: 448
Yeri: Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Adıyaman
Kategori: Kültürel
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un (Antikos) tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönem’in en görkemli kalıntılarından birisidir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. Doğu terası kutsal merkezdir ve bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar burada bulunmaktadır. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve 8-10 metre yüksekliktedir. Varlığı bilinmekle beraber kral mezarı, henüz keşfedilememiştir.
Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası (Sivas)
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 1985
Liste Sıra No: 358
Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Sivas
Kategori: Kültürel
Divriği ve civarında en erken yerleşim Hititler Dönemi’ne kadar inmektedir. Yöre, Mengücekoğullarının yönetimi altında olduğu dönemde Ahmet Şah ve eşi Turan Melek tarafından cami ile birlikte 1228-1229 yıllarında yaptırılmıştır. İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşmaktadır. Yapılar, mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği zengin Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.
Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi (Edirne)
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 2011
Liste Sıra No: ?
Yeri: Marmara Bölgesi, Edirne
Kategori: Kültürel
İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin silüetini taçlandıran Selimiye Cami ve Külliyesi, 16. yy.da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olan cami ve külliye, Osmanlı mimarlarından Sinan’ın ustalık dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir.
İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli cami, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef ve özellikle çini motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat türünün zirvesini temsil etmektedir.
Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi, UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin 19-29.06.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 35. Dönem Toplantısı’nda alınan 35 COM 8B.37 sayılı karar ile 1 ve 4. kriterler kapsamında kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilmiştir.