Vatan elden giderse
Atatürk Erzurum Kongresi’nden sonra Sivas’a dönmüş, ikinci kongreyi açmıştır. Bu sırada lise binasında yatıyor, çalışıyor, toplantılar yapıyordu. En basit ihtiyaçlarını bile temin edecek hâlde değildi. Bazı geceler sabaha kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.
Bir aralık, Atatürk’ün yakalanıp idamı için lise binasına baskın yapılacağı hakkında şehirde haberler dolaşmaya başlamıştı.
Atatürk’ün hizmetini temiz ruhlu fedakâr bir Türk genci yapıyordu. Bu delikanlının babası gizli gizli
ve sık sık geliyor; oğluna
— Etme, eyleme; evine dön. Bugün yarın şehir basılacak, sen aileni düşün, diyordu.
Atatürk bu geliş gidişin farkına vardı, bir gün delikanlıyı yanına çağırdı ve sordu:
— Sık sık sana gelen kimdir?
— Babam!..
— Ne istiyor?
Delikanlı her şeyi anlattı. O zaman Atatürk ona doğru biraz ilerledi, elini onun omzuna koydu ve dedi ki:
— Hizmetinden memnunum, baba hakkı büyüktür. Mademki razı olmuyor, git! Fakat babana söyle ki vatan elden giderse evladın ne hükmü kalır.
Nilüfer KURTULUŞ, yazar, Atatürk, s. 137 (Düzenlenmiştir.).
Yukarıdaki anıda anlatılanlardan hareketle Atatürk’ün hangi kişilik özelliklerine sahip olduğunu söyleyebilirsiniz?
Cevap: Vatan sevgisini her şeyin üstünde tuttuğu, geleceği sağlam yorumladığı, karizmatik bir lider olduğu, iyi bir asker olmasının yanında iyi bir de idareci olduğunu söyleyebiliriz.