Kişinin etrafındaki birçok şeyi tehdit olarak algıladığı stres türüne ‘’uzun süreli stres’ ’diyoruz. Kişiyi yavaş yavaş tüketen, sinsice ilerleyen bir stres türü. Ortaya çıkış nedenlerine genel hatlarıyla bir bakalım isterseniz: Bazı bireyler, strese yatkın kişilik yapısına sahipler. Özellikle mükemmelliyetçi yapıya sahip bireylerde bu durum söz konusu. Rekabetçi, aceleci, kontrolün her daim kendisinde olmasını isteyen kişiler, uzun süreli strese davetiye çıkartıyor. Yapılan yanlış tercihler, ulaşılamayacak hedefler…
Daha da kötüsü, stresle yüz yüze geldikten sonra bütün dikkatlerini stres faktörü üzerine yoğunlaştırıyorlar.
Bu tür strese maruz kalan kişilerin kemikleşmiş bazı özellikleri vardır: -Sınırlı zamana çok iş sığdırmaya çalışırlar. -Sürekli bir stres haline sahiptirler. -Yaşadıkları stresi ilişkilerine yansıtırlar. -Başlarına gelen ve gelebilecek olan her şey için endişe duyarlar. -Genellikle düzensiz bir yaşamları vardır. -Her zaman aceleleri vardır(bitirilmesi gereken işler, yapılması gerekenler). -Dengesiz bir yaşantıya sahiptirler(çok çalışır, dinlenmezler.) Peki, neden bazı insanlar, stres karşısında daha dirençli? Onları diğerlerinden ayıran özellik ne?
STRES KARŞISINDA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DURMANIN BİR FORMÜLÜ VAR MI?
Bireylerin kişilik yapısındaki bazı özellikler, stres karşısında panzehir görevi görüyor. Kendine güvenme, kendisiyle barışık olma, yapılan işin sonucundan değil, yapılış sürecinden zevk alma, sonuç odaklı olmama, bu özelliklerin en başta gelenleri. Ayrıca bireyin öngörülü davranma yetisine sahip olması, stres faktörünü önceden tahmin edip hazırlıklı davranmasına neden oluyor.
Düşük stres yaşayan insanların tipik özelliklerine gelince… -Düzenli ve planlıdır. -Stresten kurtulma konusunda başarılı oldukları için ara sıra stres yaşar. -Sıklıkla iletişime geçtikleri insanlardan birçoğu onu rahatlatacak niteliktedir. Başka bir ifadeyle, kendisi gibi düşük streslidir. -Bugünü yaşar. Olumlu ve olumsuz olaylar arasında denge kurar, geleceğe bu şekilde yönelir. -Bitirmesi gereken işlere süre tanır. -Yaşamı dengelidir. -Dinlenmeye vakit ayırır. Dinlenme konusunda himmetini ali tutmaz, küçük molalarla da yetinebilir. Düşük stres düzeyine sahip insanların bir diğer önemli özelliği ise, stresli olayları tehdit olarak algılamamalarıdır. Çünkü bu yapıya sahip insanlar kontrolü ellerinde tuttuklarına inanırlar. Maruz kaldıkları stres, onları bir süre meşgul eder. Ancak daha sonra gevşeyip, günlük yaşamlarına devam ederler. Uzun süreli stres yaşayan bireylerde ise bu mümkün değildir. Üstelik yaşadıkları sinir bozukluğu, hayatın diğer alanlarına da yansır. Stresle başa çıkmak için aşırı tepki gösterirler ya da hiç tepki göstermeden sorunlardan kaçarlar.
UZUN SÜRELİ STRESİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Öncelikle şunu bilmelisiniz. Stres meydana getiren durumu görmezden gelmek, bu konudaki en kötü yaklaşımdır. Çünkü hayatınızın başka alanlarına dair yaşadığınız olumlu durumlar, stres yaşadığınız alanın panzehri olmuyor. Bu yüzden stresi görmezden gelmemelisiniz. Tam tersine görmeli, hatta hafifletmek için neler yapabileceğinize dair akıl yürütmelisiniz. Yaşamınıza yeniden bir göz atmak, bu çabanızı destekler bir davranış olacaktır. Hedeflerinizi rasyonel bir bakış açısıyla yeniden gözden geçirmek, ilk adım olabilir. Bu sayede ulaşmanızın imkânsıza yakın olduğu hedeflerinizi eleyebilir, diğer hedeflerinizi yeniden değerlendirebilirsiniz. Bazılarına daha kısa sürede ulaşmayı hedeflerken, bazılarına zaman tanıyabilirsiniz. Bu da aceleci tavrınızı azaltır. Sizi rahatlatır. Hayatın hızlı akışı için de savrulmamak için arada bir durup düşünmekte fayda var. Tükenmeden önce bunu yapın lütfen…