Soru : Uyku tutmamak, etekleri zil çalmak ve gözünde tütmek deyimleri kullanarak bir hikaye yazınız, hikayenize uygun başlık belirleyiniz
Ödev cevabı kısaca : Gece, Ali'nin gözlerinde tüten fener ışığında yola koyuldu. Etekleri zil çalan at arabasıyla sessizce ilerlerken, uyku tutmamak onu zorlasa da, gözünde tüten umut ona yol gösteriyordu.
Gece Yolculuğu
Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Ali, sabah erken saatlerde şehre yetişmek için yola çıkmak zorundaydı. Ancak o gece uyku tutmamıştı. Gecenin ilerleyen saatlerinde yola koyuldu. Yol boyunca etekleri zil çalan eski bir at arabasıyla ilerliyordu.
Yolculuğun başlarında, Ali'nin gözünde tütmeye başlayan bir fener, ona yol gösteriyordu. Ancak gece ilerledikçe fenerin ışığı giderek solmaya başladı. Bir süre sonra, tam ortasında ne olduğunu anlamadığı karanlık bir yere gelmişti.
Tam o sırada, yolun kenarında küçük bir çadır gördü. Merakla yaklaştı ve içeri girdi. Çadırın içinde bir yaşlı adam vardı. Ali, yaşlı adamla sohbet etti ve yorgunluğunu fark edince bir köşede uyuyakaldı.
Sabah olduğunda, Ali uyanıp gözlerini ovuşturdu. Çadırın kapısında duran yaşlı adam, ona bir fincan kahve uzattı. Ali, minnetle kahveyi içerken, yaşlı adam ona bir yol haritası verdi ve dedi ki: "Yolculukta uyku tutmasa da, sana doğru yolu gösteren eteklerinin zil çalacağını unutma."
Ali, teşekkür edip yola çıktı. Etekleri zil çalan at arabası, ona yol boyunca eşlik etti. Her zorluğa rağmen, Ali'nin gözünde hiçbir zaman umudu tükenmedi. Sonunda, şehre ulaştığında, gece boyunca kendisine eşlik eden etekleri zil çalan at arabasının yardımını asla unutmadı.
Heyecandan Uyku Yok!
Yarın okulda yetenek yarışması vardı ve Elif'in heyecandan etekleri zil çalıyordu. Sahneye çıkıp tüm okulun önünde piyano çalacaktı. Daha önce hiç bu kadar kalabalık bir topluluğun önünde performans sergilememişti. Annesi ona destek olmak için elinden geleni yapıyor, "Merak etme, sen çok çalıştın, harika çalacaksın," diyordu. Ancak Elif'in aklından bir türlü kötü düşünceler çıkmıyordu. Ya yanlış nota basarsa? Ya heyecandan parmakları titrerse? Ya seyirciler onu beğenmezse?
Gece olunca Elif yatağına girdi ama uyku tutmuyordu. Gözleri tavana dikilmiş, yarınki performans gözünde tütüyordu. Piyanonun başına oturduğunu, notaları karıştırdığını, arkadaşlarının ona güldüğünü hayal ediyor, kalbi sıkışıyordu. Annesi yanına geldi, saçlarını okşadı ve "Hayal kurmak güzeldir ama kötü hayaller kurmaya gerek yok. Sen elinden gelenin en iyisini yapacaksın ve herkes seninle gurur duyacak," dedi. Elif, annesinin sakinleştirici sesiyle biraz rahatladı ve gözlerini kapattı.
Sabah olduğunda Elif hala biraz heyecanlıydı ama artık daha güçlü hissediyordu. Kahvaltısını yaptı, en güzel elbisesini giydi ve ailesiyle birlikte okula gitti. Sahne arkasında beklerken diğer yarışmacılarla sohbet etti, onların da heyecanlı olduğunu görünce biraz olsun rahatladı. Sıra ona geldiğinde derin bir nefes aldı ve piyanonun başına oturdu. Parmakları tuşlara dokunduğunda, tüm heyecanı uçup gitti. Müzikle bütünleşti, notalar parmaklarının ucundan döküldü.
Performansını bitirdiğinde, salonda büyük bir alkış koptu. Elif, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle herkese teşekkür etti. O an anladı ki, önemli olan kazanmak ya da kaybetmek değil, elinden gelenin en iyisini yapmak ve hayallerinin peşinden koşmaktı. Ve o, bunu başarmıştı.