Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) geçen günlerde açıklandı. Sonucun açıklanmasının ardından yapılan tartışmalar sürerken üniversite tercihleri de yarın başlıyor. Yüz binlerce öğrenci gelecekleri için oldukça önemli olan üniversite tercihi için 7-14 Ağustos tarihleri arasında yeni bir telaşın içine girecekler.
Peki bu öğrencilerin tercihler konusunda dikkat etmeleri gereken hususlar neler? Bunları konunun uzmanlarına sorduk. Salim Ünsal, Onur Soğuk, Burak Kılanç ve Ersin Arslan geçen seneki sıralamaların öğrenciler için bir anlam ifade etmeyeceğini belirtti. Uzmanlar, öğrencilerin ilgi alanlarını belirmelerini tavsiye ederken, tercihlerini buna göre belirlemeleri gerektiğini ifade etti. Adayların mutlaka destek almaları gerektiğini belirten uzmanlar imkânları varsa girmek istedikleri üniversiteleri ziyaret etmeleri gerektiğini söyledi. Uzmanlar YÖK’ün barajı aşağı çekmesini ise olumlu değerlendirerek, bu sayede sıralamadaki karışıklığın ortadan kalkacağını ifade etti.
İlgi alanları doğru belirlenmeli
Ersin Arslan: Öğrencilerin birinci sıkıntıları şu olacak. Önlisans okuyacaklar için birkaç sıkıntı var. Bu adaylar TYT ile tercih yapacaklarını zannediyor. Halbuki öyle değil. Yerleştirme puanı var sınav sonuç belgesinde, YTYT. Bunu baz alarak tercih yapacak bu öğrenciler. Ona dikkat çekmek lazım.
Lisansta da ülkenin ekonomik durumu, sektörel daralmalar, özel sektörün küçülmesi adayların tercihini doğrudan etkiliyor. Adaylar özel sektördeki daralmadan dolayı öğretmenlik istiyor. Devlet memuru olmak istiyorlar. Adaylar önce ilgi alanlarını doğru belirlemeli. Sonra seçecekleri alanda iş bulma olasılığına bakmalı. Ondan sonra üniversite tercih etmeli.
EA ve sözelde sapmalar olacak
Salim Ünsal: En önemli şey tabii ki bu sene çok tercih yapmaları. Normalde 24 tercih hakları var. 24 tercih hakkının tamamını kullanmaları şanslarını artırmak bakımından bu sene çok önemli ve yararlı olacak. Yeni sınavda ortaya çıkan dağılımlar geçen yılın başarı dağılımlarıyla çok eşdeğer bir şekilde ilerlemiyor. Bu nedenle öğrencilerin biraz daha geniş bir yelpazeden geniş bir makasla tercih yapmaları onların faydalarına olacaktır. Geçen yılın puan ve sıralarını pek referans almasınlar. Geçen yılın belki sayısal puan türünde sıraları biraz referans alınabilir ama eşit ağırlık ve sözelde sapmalar çok fazla olacak diye bekliyoruz.
Tercih yaparken elbette ki yüksek puanlı yerler yazılabilir ama bunlar ilgi ve yeteneklerimiz doğrultusunda olan bölümlerse. Gerçekten bu sürece başladığımızda hedefimizde olan, planlarımızda olan bölümlerse evet onlar kesinlikle yazılabilmelidir. Ama puanım bu kadar geldi diye hedefleri değiştirmek, farklılaştırmak, başta hiç hayalini kurmadığı bir bölümü şimdi hayal etmeye çalışmak bazen sürprizlerle karşı karşıya bırakabiliyor.
YÖK’ün barajı aşağı çekmesi olumlu oldu. Sistem değişir değişmez bunun değiştirilmesi güncellenmesi gerekiyordu. Son dakikada da olsa yaptılar. Bu öğrenciler açısından olumlu bir şey oldu. Sadece öğrenciler de değil hatta üniversiteler açısından da iyi oldu. Şöyle bir eleştiri gelebilir; ya bu kadar kontenjan olmamalı, kontenjan arttıkça nitelik düştü. Ama var olan bir kontenjanınız varsa bu kadar da öğrenciniz kapıda yığılmışsa bu ikisini birbiriyle buluşturmak, zorundasınız.
24 tercih hakkı da kullanılsın
Onur Soğuk: Bu sene sistem değişikliğinden dolayı çok karışık bir süreç öğrencileri bekliyor ve sürprizlere açık. Onun için öğrenciler bu sürprizlere açık kısmına dikkat etsinler. Tercih aralığını mümkün olduğunca geniş tutsunlar. Burada şunu örnek vereyim; mesela öğrencinin sıralaması çok geride. Daha öndeki bir sıralama bana gelmez deyip orayı yazmamazlık etmesin. Tercih listesinde mutlaka bulundursun. Özellikle eşit ağırlık ve sözel öğrenciler çok daha önlerden, kendi sıralamalarının önünden tercihlerde bulunabilirler. Çünkü bu sene sürprizlere açık. Ve 24 tercih hakları var. Bu 24 tercih hakkının tamamını kullansınlar. Her ne kadar sistem değişse de baz alınabilecek tek veri geçen yılın başarı sıralamaları, puanlar da değil. Puanlar önemli değil zaten onu da söyleyelim. Başarı sıralamalarına baksınlar yine ama o sıralamaları daha iyimser yorumlasın öğrenciler. Mesela geçen yıl bir hukuk fakültesi 22 bininci öğrenciyi alıyorsa, bu yeni sisteme göre belki şu an 35 binde olan öğrenci orayı kazanabilir. Onu baz alarak onu düşünerek tercihlerini yapsınlar. Çünkü baz alacağımız tek veri zaten geçen yılın sıralamaları, eğilimleri ve o sıralamalar zaten eğilimleri belirler. Krizi fırsata çevirme diye bir laf var. Mutlak aleyhine ya da aleyhine olacak diyemeyiz. Ama tercih aralığını anlattığımız gibi geniş tutan öğrencilerin kazançlı çıkma ihtimali var. Bir kriz, bu krizin fırsata çevrilme olasılığı bu sene çok daha fazla. Yeni sistemde puan türleri azaltılınca baraj konusunda da bir güncelleme gerekiyordu. Biz eğitimciler bunu daha da öncesinden ÖSYM’ye bildirmiştik. Ama onlar geç karar verdiler. Boşu boşuna öğrencileri de strese soktular. Aslında bu kararın daha önce alınması gerekiyordu.
Burak Kılanç: Bu sene öğrencilerin sistem değiştiğinden dolayı bu seneki başarı sıralarıyla geçen seneki başarı sıralarını karşılaştırması zor ve sağlıklı değil. Öncesinde 2018 başarı sırasını 2017’ye dönüştürüp bunu kıyaslamaları gerekiyor. Yani bir başarı sırası dönüşümü yapmak gerekiyor. Bu dönüşümü yaptıktan sonra da hedefledikleri bölümün başarı sıralamalarına bakmak gerekir. Bununla ilgili kaynak eksikliği de var. Çünkü kılavuzda yayımlanmadı bunlar. Ancak YÖK’ün ‘YÖK Atlas’ çalışması var. Buna YÖK’ün sitesinden ulaşabilirler.
Tercih yaparken unutulmaması gereken bir şey de bu sene sistem değiştiği için oluşan karmaşa nedeniyle biz matematik doğrularında sapmalar olabileceğini düşünüyoruz. Bu sebeple adayların başarı sıralamasını geniş bir aralıktan oluşturması önemli. Kendi sırasının yüzde 20, 30 üstünden başlayarak yüzde 70 altına doğru bir tercih listesi hazırlaması doğru algoritma olacaktır.
Bunun dışında adayın karakter yapısı, hedefleri, ekonomik durumu, sosyo-kültürel tercihleri de önemli. Adaylar tercih yaparken buna da dikkat etmeliler. Bir de özellikle vurgulamak istediğim bir şey var o da şu: Masa başında veya oturduğun yerde tercih yapmak yanlıştır. Bu durum kariyer anlamında başarısızlığa sebep olacak riskler taşır. Adayların mutlaka tercih yapacakları üniversiteyi ziyaret etmeleri, gidip görmeleri gerekir. Aday, üniversiteden ne talep edeceğini mutlaka kafasında şekillendirmeli.
YÖK’ün barajı aşağı çekmesi olumlu oldu. Bu sayede yeni sistem nedeniyle alt sıralarda yer kalmış adaylar kendi alanlarından tercih yapabilecekler.