İslâm inancına göre bütün peygamberler, peygamber olmaları yönüyle eşit kabul edilir ve aralarında bir ayırım yapılmaz. Ancak görevinin büyüklüğü ve Cenab-ı Hak nezdindeki yeri bakımından aralarında derece ayrılığı bulunabilir.
Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulur: “İşte bu peygamberlerden bir bölümünü diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derecelerle yükseltmiştir.” (Bakara, 2/253)
“O hâlde (Resûlüm) sen de, ulü'l-azm peygamberlerin sabretmesi gibi sabret...”(Ahkaf 35) âyet-i kerimesinde peygamberlerden bazıları “ulü'l-azm” yani “yüksek azim ve sebat sahibi” olarak nitelendirilmiştir.
Ulul azm Peygamberleri kimlerdir
İslâm âlimleri bu âyette bahsedilen ulü'l-azm peygamberlerin Hz. Nuh (a.s.), Hz. İbrâhim (a.s.), Hz. Musa (a.s.), Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Muhammed (sav) olduğunu söylemişlerdir. Bu peygamberler, kendilerine müstakil şeriat verilen ve şeriatlarını tebliğ ederken diğer peygamberlere göre daha fazla sıkıntıya katlanan ve sıkıntılara karşı o toplumların ileri gelenleriyle mücadele içinde geçmiştir.