Horon
Türkler Doğu Karadeniz bölgesine yerleşir. Bölgenin doğa yapısı yabancı değillerdir. Bölge çok engebeli, dik, dağlık ve yeşilliktir. Bölgenin bir yönünü boydan boya uzanan dalgalı ve hırçın bir deniz vardır.
Horon oyunu bu bölgenin zorluğunu denizin hırçınlığını anlatan bölge insanın mücadelesini gösteren bir halk oyunu olarak ortaya çıkmıştır.
Horon ortaya çıkışı
Bir gün soğuk bir günde cenaze başında bekleyenler üşürler. Hadi ısınmak için biraz hareket edelim derler.
“Hayde hayde yavaş yavaş sessiz sessiz” yavaş yavaş söylerler.
Sonra ısınmak için hızlanırlar. Cenaze sahibi bunları duyar yanlarına gelir.
Ne yapıyorsunuz. “Valla üşüdük ısınmaya çalışıyoruz.”
“Bende üşüdüm. Hadi biraz ısınalım” derler. Böylece Horon oyunu ortaya çıkar.
Çayda Çıra Oyunu
Bir köyde düğün vardır. Düğün nehrin kıyısında yapılır. Düğün yapılırken Ay tutulur.
Düğündekiler uğursuz bir olay deyip huzursuz olurlar.
Damadın annesi duruma üzülür. Evlerdeki mumları ve çıraları toplarlar. Çıralar ve mumlar kızların elinde yakılır. Bu şekilde oyun alanına giderler. Kızların ellerinde mumlarla gelişine uygun bir müzik çalınır. Düğün eski neşesine kavuşur.
Böylece çayda çıra oyunu ve melodisi ortaya çıkar.
Bugün Elazığ’da bu halk oyunu oynanmaktadır.