Hâdise, Kur'an-ı Kerîm'de şöyle dile getirilmektedir:
"Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak çevresinde oturup, inanmış kimselere, dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenlerin canı çıksın. Bu inkârcıların inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan, övülmeye lâyık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandır. Allah her şeye şahittir. Fakat, inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeye uğraşanlar, eğer tövbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı olan azap da onlaradır. Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara, içlerinden ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük bir kurtuluştur. Doğrusu Rabbi'nin yakalaması amansızdır... " (el-Burûc, 84/4-12)
Ashâb-ı uhdûd, İslâmiyet’ten önceki bir devirde mü'minleri dinlerinden döndürmek için ateş dolu hendeklerde yakarak işkence eden kimseler hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan tabirdir.
Uhdûd ne demektir
Uhdûd “uzun ve derin hendek” demektir. Kendilerinden “ashâbü’l-uhdûd” diye söz edilen kimselerle onların işkence ettiği müminler ve bu olayın geçtiği zaman ve bölge hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de bilgi yoktur.
Burûc sûresinde (85/4-10), çıra ile tutuşturdukları ateş dolu hendeklere Allah’a inandıkları için müminleri atan ve hendeğin etrafında oturup onları seyreden kimselerden “kahrolsunlar” diye kısaca bahsedilmektedir.
Suheyb b. Sinân (r.a.) tarafından rivayet edilen bir hadiste (Müslim, “Zühd”, 73; Tirmizî, “Tefsîr”, 77; Müsned, VI, 16-18), bu müminleri iman etmeye sevkeden olay zikredildikten sonra hendeğe atılışları anlatılmaktadır.
Ashâb-ı Uhdûd Kıssası
Tarih ve tefsir kitaplarında ashâbü’l-uhdûd ile ilgili birçok rivayet vardır:
Bu konudaki rivayetlerin en kuvvetlisi, Necran Hıristiyanlarına Yahudi hükümdar Zûnüvâs tarafından yapılan işkence olayı ile ilgili olanıdır.
İkinci Himyerîler’in son hükümdarı olan Zûnüvâs Yahudiliği kabul etmiş, 523’te Necran’ı ele geçirerek Hıristiyanlardan Yahudiliğe geçmelerini istemiş, kabul etmeyenleri ateş dolu çukurlara attırarak yaktırmıştır. Süryânîce kaynaklarda da Necran Hıristiyanlarına yapılan zulüm geniş bir şekilde yer almaktadır.
Zûnüvâs 120.000 kişi ile Necran’ı kuşatmış, yaklaşık 2000 kişiyi bir kiliseye doldurarak ateşe vermiştir.
Diğer taraftan kazdırdığı uzun ve derin hendeklere odun doldurulmuş, bu odunlar tutuşturulduktan sonra Hıristiyanlar içine atılarak yakılmıştır.
Zûnüvâs tarafından öldürülen Hıristiyanların sayısı İslâmî kaynaklarda 20.000, Süryânî kaynaklarda ise 4000 olarak belirtilmektedir. (Ignatios Ya‘kūb es-Sâlis, s. 23, 28, 50, 53; Irfan Shahid, s. 46-64)