Uhdûd ne demektir, Ashâb-ı uhdûd nedir, kimlere denir

Uhdûd ne demektir, Ashâb-ı uhdûd nedir, kimlere denir, Burûc suresinde geçen ashâb-ı uhdûd kıssasında ne anlatılmaktadır bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Hâdise, Kur'an-ı Kerîm'de şöyle dile getirilmektedir:

Ashâb-ı uhdûd, İslâmiyet’ten önceki bir devirde mü'minleri dinlerinden döndürmek için ateş dolu hendeklerde yakarak işkence eden kimseler hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan tabirdir.

Uhdûd ne demektir

Uhdûd “uzun ve derin hendek” demektir. Kendilerinden “ashâbü’l-uhdûd” diye söz edilen kimselerle onların işkence ettiği müminler ve bu olayın geçtiği zaman ve bölge hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de bilgi yoktur.

Burûc sûresinde (85/4-10), çıra ile tutuşturdukları ateş dolu hendeklere Allah’a inandıkları için müminleri atan ve hendeğin etrafında oturup onları seyreden kimselerden “kahrolsunlar” diye kısaca bahsedilmektedir.

Suheyb b. Sinân (r.a.) tarafından rivayet edilen bir hadiste (Müslim, “Zühd”, 73; Tirmizî, “Tefsîr”, 77; Müsned, VI, 16-18), bu müminleri iman etmeye sevkeden olay zikredildikten sonra hendeğe atılışları anlatılmaktadır.

Ashâb-ı Uhdûd Kıssası

Tarih ve tefsir kitaplarında ashâbü’l-uhdûd ile ilgili birçok rivayet vardır:

Bu konudaki rivayetlerin en kuvvetlisi, Necran Hıristiyanlarına Yahudi hükümdar Zûnüvâs tarafından yapılan işkence olayı ile ilgili olanıdır.

İkinci Himyerîler’in son hükümdarı olan Zûnüvâs Yahudiliği kabul etmiş, 523’te Necran’ı ele geçirerek Hıristiyanlardan Yahudiliğe geçmelerini istemiş, kabul etmeyenleri ateş dolu çukurlara attırarak yaktırmıştır. Süryânîce kaynaklarda da Necran Hıristiyanlarına yapılan zulüm geniş bir şekilde yer almaktadır.

Zûnüvâs 120.000 kişi ile Necran’ı kuşatmış, yaklaşık 2000 kişiyi bir kiliseye doldurarak ateşe vermiştir.

Diğer taraftan kazdırdığı uzun ve derin hendeklere odun doldurulmuş, bu odunlar tutuşturulduktan sonra Hıristiyanlar içine atılarak yakılmıştır.

Zûnüvâs tarafından öldürülen Hıristiyanların sayısı İslâmî kaynaklarda 20.000, Süryânî kaynaklarda ise 4000 olarak belirtilmektedir. (Ignatios Ya‘kūb es-Sâlis, s. 23, 28, 50, 53; Irfan Shahid, s. 46-64)

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

HABERLER Haberleri