Tuz ekmek hakkı deyiminin anlamı:
Tuz-ekmek hakkı deyiminin halk dilindeki anlamı, ”Birinin ekmek yedirip, iyilik ettiği kimse üzerindeki hakkı” olarak Kabul edilmektedir. Burada görüldüğü gibi deyimler asıl anlamlarından ayrılarak yeni kavramlar oluşturmaktadır.
Tuz ekmek hakkı deyiminin hikâyesi:
Deyimlerin, dilde ve düşüncede oluşturdukları anlam ve etkinliğini tuz-ekmek hakkı deyiminde açıkça görebiliriz. Anadolu halkının günlük yaşamına, folkloruna ve edebiyatına girmiş olan “tuz-ekmek hakkı” deyiminin kökü Orta Asya’ya kadar uzanmaktadır. Bu söz olsa olsa toplumumuzda tuzun yemeklerde kullanılmaya başladığı dönemlerde gelişmiş olmalıdır. Dostluğun, arkadaşlığın, içtenlik ve bağlılığın mertlik ve dürüstlük gibi kavramları içinde barındırarak gelişmiş ve zenginleşmiştir.
Tuz, çoğunlukla içinde eridiği sulardan buharlaşma yoluyla elde edilmektedir.
Yemeklere tadını verir. Tuz sözcüğünün kullanımıyla dilimizde çok sayıda kavramlar oluşmuştur. Tuz biber ekmek, tuzla buz etmek, tuz ekmek düşmanı, tuzlamak, tuzluya mal olmak, tuzu kuru, örneklerinde olduğu gibi.
İslam kaynaklarına göre tuzu, Halil İbrahim peygamber bulmuştur. Kabeyi yaptıktan sonra Allah’ın rahmetini diler. Allah(c.c.) ”Yoksulları giydir, açları doyur” diye buyurur. O da bunu nasıl yapacağını sorar. Kâbe’nin yapısından geri kalan toprakları dört bir yana savurmasını emreder. O da öyle yapar. Düşen topraklar tuz olur. O günden sonra bütün yaratıklar o tuzdan yemeye başlar.
Türkler dünya üzerinde konukseverliğiyle tanınmış bir millettir. Bu özellikleri kalıtım yoluyla gelen değerlerimizden biridir.
“Tuz ekmek yediğim kavim kardeşler
Nedir bu feleğin ettiğiişler
Gözümden akıttım kan ile yaşlar
Gelin helalleşelim ben gider oldum.
Yine şairlerimizden Levni, “Atalar sözü Destanında”