Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Cevapları
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 30 Cevabı
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında ne tür bilgiler verir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Cevap: İnsanların aklından ne geçerse dilleri de onu söyler. O nedenle insanların konuştuklarına bakarak onların eğitim düzeyi, kelimelerine bakarak da kültürel birikimlerini öğrenebiliriz.
1. ETKİNLİK
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 33 Cevabı
Okuduğunuz metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarını aşağıya yazınız. Metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.
Kelime/Kelime Grubu: ozan: halk şairi.
Cümlem: Geçen gün bizim köye bir ozan geldi.
Kelime/Kelime Grubu: sevi : sevme işi, sevgi
Cümlem: Sevi dolu dünyalarımız olsun.
Kelime/Kelime Grubu: sevgili: İnsanın sevdiği kişi için kullandığı bir tür sıfat.
Cümlem: Benim sevgilim çok çok güzel.
Kelime/Kelime Grubu: lehçe: bir dilin eski zamanlarında ayrılan kolu
Cümlem: Türkçenin lehçeleri çoktur.
Kelime/Kelime Grubu: yurtsever: yurdunuz seven kimse
Cümlem: Bu vatanı yurtseverler kurtaracaktır.
2. ETKİNLİK
Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.
1. Sevgi ile ilgili kimlerin sözüne yer verilmiştir?
Cevap: Sait Faik Abasıyanık, Karacaoğlan, Yunus Emre gibi önemli şair ve yazarların sözlerine yer vermiştir.
2. Dilimizde sevgi mesajı veren atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten araştırınız.
Cevap: ki gönül bir olunca samanlık seyran olur. / Kalp kalbe karşıdır / Gülü seven dikenine katlanır.
3. Yunus Emre, “Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle sizce ne anlatmak istemiştir?
Cevap: Bu dünyanın gelip geçici olduğu ve bu geçici dünyada hiç kimsenin kalbini kırmaya değecek bir şey olmadığı anlatılmaktadır. Çünkü bütün insanlar ölümlüdür ve öldüklerinde hiçbir şeyi yanlarında götüremezler.
4. “Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeleri ve anlamlan söyleyiniz.
Cevap: Sevgi, sevilmek, sevgili, sevi kelimelerini sayabiliriz.
5. İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan sözcük gruplan nelerdir? Anlamlarıyla birlikte söyleyiniz.
Cevap: kara sevda, aşık olmak, çok bağlanmak, yürekten bağlı olmak, yüreği yanmak, sevdalara düşmek sözcük gruplarını sayabiliriz.
3. ETKİNLİK
Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız. Neden bu başlıkları tercih ettiniz? Açıklayınız.
Cevap: SEVGİ BAĞI / DÜNYAYI SEVGİ KURTARACAK
4. ETKİNLİK
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 34 Cevabı
Yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişmeyen, kanıtlanabilen cümlelere “nesnel yargı bildiren”; yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişen, yorumlanabilen cümlelere “öznel yargı bildiren” cümleler denir. Yukarıdaki açıklamadan yararlanarak yazarın metinde kullandığı öznel ve nesnel yargı bildiren cümleleri tespit ediniz. Aşağıya bu cümlelerden örnekler yazınız.
Öznel Yargı Bildiren Cümleler
Cevap: “Güzel sevmek koç yiğide ar değil.” / “Dünya kimseye kalmaz.”
Nesnel Yargı Bildiren Cümleler
Cevap: “Sait Faik de her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor.” / “Edebiyatımızdan pek çok başka örnek verilebilir…”
5. ETKİNLİK
Aşağıda, okuduğunuz metinden bir paragraf verilmiştir. Yazar, bu paragrafta anlatım biçimlerinden biri olan açıklayıcı anlatımdan yararlanmıştır. Siz de okuduğunuz metinden açıklayıcı anlatım örneği bularak örneğinizi noktalı alana yazınız.
“Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’, ‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan ‘Yerini şartlarım uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bir insanın sıcak yeri tercih etmesi, bir çiçeğin güneşli yerde daha hızlı büyümesi sevmek sözünün yerini, şartlarını uygun bulmak anlamıyla kullanılmasıdır.”
Cevap: “Edebiyatımızdan pek çok başka örnek verilebilir… Sayısız sanatçımızın, sayısız eserinde sayılamayacak kadar çok kullandığı sevi, sevgi, sevgili, sevim, sevimli, sevinç, sevinçli gibi sözlerimiz, en eski dönemlerinden bu yana yüzlerce yıldır Türkçemizde var olan sevmek sözüne dayanmaktadır.”
6. ETKİNLİK
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 35 Cevabı
Okuduğunuz metinde yazarın kullandığı düşünceyi geliştirme yollarını (tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetme) belirleyiniz. Seçtiğiniz düşünceyi geliştirme yolunu örnekleyen paragrafı noktalı alana yazınız.
Cevap: Örneklendirme yolunu kullanmıştır yazar: “Sait Faik de her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor…*”
7. ETKİNLİK
Herhangi bir hazırlık yapmadan sınıfınızda “sevginin gücü” konulu bir konuşma yapınız. Arkadaşlarınızdan yaptığınız konuşmayı değerlendirmelerini isteyiniz.
Sevginin Gücü
Dünyadaki en güçlü duygunun nefret olduğunu savunanlar vardır. Hayır ben bu görüşe katılmıyorum. Bence en kuvvetli duygu sevgidir. Geçen sene ninem vefat edince onun çiçeklerinden bazılarının solduğunu gördüm. Onlara 1 ay boyunca ben baktım ve biraz sevgi gördüklerinde yeniden nasıl yaşama tutunduklarını gördüm. O zaman anladım ki sevginin gücü dünyadaki en büyük güçmüş.
8. ETKİNLİK
Defterinize 2. etkinlikte araştırdığınız atasözlerinden biriyle bir hikâye yazınız. Yazacağınız metinde öncelikle zaman, mekân, şahıs ve olay unsurlarım belirleyiniz. Ardından yazacağınız hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerinde anlatacaklarınızı planlayınız. Metni yazarken yazım kurallarına uymaya özen gösteriniz.
GÜZEL SEVMEK KOÇ YİĞİDE AR DEĞİL
O zamanlar liseye giden Edip, bir gün okul dönüşü onu görür görmez yemeden içmeden kesilmişti. Elinde seramikten bir vazo taşıyordu. Vazonun üzerinde alaim-i sema renkleri yani gökyüzünün bütün ışıltıları vardı. Günlerce haftalarca odasından çıkmadı Edip. Aç kaldı susuz kaldı ama terk etmedi sevda onu. Herkes horladı, ayıpladı bu durumunu. O ise herkese aynı cevabı verdi: Utanmıyorum hiçbir şeyden çünkü güzel sevmek utanılacak şey değil dedi. Bir gün odasında ölü buldular Edip’i…Aşk yarası ölümcül olmuştu onun için.
9. ETKİNLİK
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 36 Cevabı
Aşağıda Eleanor H. Porter (Elenor H. Portır) tarafından yazılan Pollyanna (Polyanna) adlı eserin iki farklı çevirmen tarafından yazılmış, iki farklı baskısından bölümler yer almaktadır. İki metni dil, anlatım ve içerik yönünden karşılaştırınız. Metinlerin farklı ve benzer yönlerini yazınız.
1. Metin
O haziran sabahı, Polly Harrington (Poli Heringtm) mutfağa biraz telaşla girdi. Pek telaşlı biri değildi aslında; hatta sakin tavrıyla övünürdü. Ancak bugün telaş içindeydi, oradan oraya koşuşturuyordu. Mutfakta bulaşıkları yıkayan Nancy (Nensi), şaşkınlıkla onu izliyordu. Polly Hanım’ın mutfağında sadece iki aydır çalışıyor olmasına rağmen onun telaşsız, sakin tavrını çoktan öğrenmişti.
“Nancy!”
“Buyrun hanımefendi,” dedi Nancy neşeyle; bir yandan da elindeki sürahiyi kurulayarak.
“Nancy,” -Polly Harrington’ın sesi artık sertleşmişti-“ben seninle konuşurken, elindeki işi bırakıp sadece benim söylediklerimi dinlemeni istiyorum.”
Zavallı Nancy’nin yüzü kızarmıştı. Sürahiyi alelacele tezgâha bırakıp bezi de üstüne koydu, sürahi az kalsın devriliyordu ama Nancy’nin kıpırdamaya hiç niyeti yoktu.
“Haklısınız hanımefendi, bundan sonra öyle yapacağım,” diye kekeledi, sürahiyi düzeltti ve hızlıca döndü. “İşimi yapmaya devam ediyordum çünkü bu sabah bana bulaşıkları hemencecik halletmemi söylemiştiniz.”
Hanımefendi kaşlarını çattı.
“Bu kadar yeter, Nancy. Senden açıklama istemiyorum. Dikkat kesilmeni istiyorum.”
Sessizce içini çeken Nancy “Haklısınız hanımefendi,” dedi. Bu kadını memnun edecek bir şey olup olmadığını düşündü. Nancy daha önce hiç başka bir yerde “çalışmamıştı”; ancak hasta annesi aniden dul kalınca, üç küçük kardeşiyle birlikte ortada kalmışlardı.
Annesi onu geçimlerini sağlamak için bir şey yapmaya zorladı ve Nancy, tepedeki bu büyük evin mutfağında kendine bir iş bulabildiği için çok sevinmişti. Neredeyse on kilometre uzaklıktaki The Comers (Dı Komırs) kasabasından gelen Nancy, Polly Harrington T sadece eski Harrington Malikânesi’nin hanımı olarak biliyordu, bir de kasabanın en zenginlerinden biri olarak. Tabii bu iki ay önceydi. Şimdi onun, yere bir bıçak düşse ya da bir kapı çarpsa hemen kaşlarını çatan, -gerçi bunlar olmadığı zaman da gülmeyi aklına pek getirmeyen- sert, gayet ciddi bir kadın olduğunu biliyordu.
8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ferman Yayınları Sayfa 37 Cevabı
2. Metin
Bir haziran sabahı Bn. Polly Harrington telaşla mutfaktan içeri girdi. Oysa, böyle davranmak hiç de âdeti değildi. O gün nedense, pek tedirgin, pek de telaşlı görünüyordu.
Nancy, yıkadığı tabakları durularken, şaşırarak başını kaldırdı. Buraya geleli ancak iki ay olmuştu ama, bu süre hanımının telaşı hiç sevmediğini öğrenmesine yetmişti.
“Nancy!”
Hizmetçi kız, elindeki sürahiyi durulamayı sürdürürken, neşeyle “Buyrun efendim!” dedi.
Bn. Polly’nin sesi sertleşmişti:
“Nancy, ben bir şey söylerken elindeki işi bırakıp beni dinleyeceksin, anlaşıldı mı?”
Kızcağız utançla kızardı. Masanın üzerine devirdiği sürahiyi çarçabuk düzeltip “Peki efendim!” dedi. “Baş üstüne, efendim. Bu sabah bulaşık yıkarken elimi çabuk tutmamı emretmiştiniz, ben de onun için siz konuşurken işime devam ettim efendim.”
Hanımı kaşlarını çatarak “Yeter!” diye bağırdı. “Senden lafebeliği değil, dikkat istemiştim!”
Nancy hanımının böyle konuşmasına üzülmüştü; içini çekmemek için kendini zor tuttu. Acaba bu kadına hiçbir zaman kendini beğendiremeyecek miydi? İşte bunu çok merak ediyordu. Daha önce hiçbir yerde çalışmamıştı. Hastalıklı annesi dul kalınca, Nancy de annesiyle üç küçük kardeşine bakabilmek için çalışmak zorunda kalmıştı. Kızcağız on kilometre kadar uzaktaki kasabalarından buraya gelmişti. Bayan Polly Harrington büyük Harrington Köşkü’nün hanımıydı. Harringtonlann da şehrin en eski, en zengin, en iyi ailelerinden biri olduğu biliniyordu. Yalnız, bütün bunlar genç kızın iki ay önceki düşünceleriydi. Şimdi ise hanımını sert, somurtkan bir kadın olarak tanıyordu. Bu kadın kapı şöyle biraz hızlı vurulsa, yere bir şey düşü verse hemen kaşlarını çatıyordu.
Farklı Yönleri
Cevap: 1. metinde yazar anlatıcının kendi cümleleri daha fazladır. İkinci metinde ise kahramanların dili daha fazla öne çıkmıştır.
Benzer Yönleri
Cevap: İki metinde de olay, yer, zaman aynıdır. Olay örgüsü de benzer şekilde kurulmuştur.