Toplumcu gerçekçi anlayışı açıklamak için öncelikle toplumcu gerçekçi akımın temeli ve çıkış yerini bilmek gerekir. Toplumcu gerçekçilik bir sanat anlayışı ve bir akımdır sanatın birçok türün de görüldüğü gibi edebiyatta da baş gösteren toplumcu gerçekçilik sanatın toplum için yapılacağını savunur ve toplum için işlevsel olmayan sanatı sanat olarak kabul etmez.
Türk edebiyatının içerisinde 1950’li 1960’lı yıllarda etkili olan toplumcu gerçekçilik akımının temsilcileri Nazım Hikmet, Atilla İlhan, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Orhan Kemal ve Yaşar Kemaldir.
Toplumcu gerçekçiliğin esas aldığı kavramlardan yola çıkarak eseri değerlendirdiğimizde onun toplumcu gerçekçi bakış açısına ait olup olmadığına karar verebiliriz.
- Eser gerçekçi bir anlatıma sahipse
- Yaşayan ve yaşanan bir kültürü ihtiva ediyorsa
- Bir düşünceyi savunuyor ve durum değerlendirmeleri barındırıyorsa.
- Açıkça ifade etmekten kaçınmıyorsa
- İşçi ve ezilen sınıfın yanında hak ve emeğin arkasındaysa
- Eser için toplumcu gerçekçi sınıflandırması yapabiliriz.
Toplumun nabzını tutan ve olayların cesurca ele alabilen öğretme amacı güden eserleri bu sınıfa dâhil etmek gerekir. En önemli kıstasın gerçekçilik olduğunu unutmadan elbette.