Tıp Kazanmak İçin Tavsiyeler
Bir kısmı yarı yolda çark edip “Yok artık ne tıpı, lise kafi benim için” dese de verdiği sözden, girdiği yoldan dönmeyenler mevcut.
Bu makalede tıp fakültesini kazanmak için kimi acı, kimi de daha da acı tavsiyelere yer verilmektedir. Hasta olduğumuzda eski sağlığımıza kavuşmak için acı reçetelere razı olduğumuz gibi tıp diplomasına kavuşmak isteyen doktor adayları da üniversiteye hazırlık dönemini “Tıp için ne gerekirse yaparım!” diyerek önündeki acı reçeteyi harfiyen uygulamalıdırlar.
Keşke bir iki püf noktayı uygulayarak tıbbı kazanmak mümkün olsa idi. Ama maalesef bu işin kurnazlığı, kestirme yolu bulunmuyor. Bakmayın siz tıbbı kazananların “Özel hayatıma vakit ayırdım, arkadaşlarla da buluştum, konsere de gittim !” türünden laflarına. Guya iyi bir ders çalışma tekniği ve günde 3-5 saat çalışma ile tıp şıppadanak kazanılıveriyormuş (!)
Bu tür sözler ülkemizde kesintisiz ve aşkla çalışan öğrencileri yaftalayan kıskanç ve başarısız kesimin nazarlarından korunmak, bir de sanki başarıyı “Allah vergisi yeteneği” yüzünden kolay yakalamış gibi yapmak için söylenir. İşin gerçeği tıbbı kazanabilmiş kişiler, üniversiteye hazırlık maratonunda nadiren bile olsa sevgilisi ile bankta oturduğunda elinde yârinin eli yerine kalemi tutuyor olsaydı da önceki gün çözemediği soruların üzerinden geçseydi diye kahırlanan kişilerdir. Yani tıp sevdasına obsesyon şeklinde bağlı, hedefine ulaşmayı her şeyden çok isteyen insanlardır.
Tıbbı kazanmak azim ister, azim için de tutku gerekir. Dersin başına oturduğunuzda Mecnun’un Leyla’ya şiir okurken duyduğu heyecanı yakalayamıyorsanız “Günde şu kadar ders çalışacağım, bilmem ne kadar soru çözeceğim” diye başladığınız yolda bir süre sonra çözülmeye başlarsınız.
Tıbbı kazanmak için Türkan Şoray kurallarından, Hammurabi Kanunlarından katı ilkeleri ant diye içmelisiniz.
Kural 1: Her Şey Tıp İçin !
Ne romantik ilişkiler, ne de tan yeri ağarırken vedalaşmak zorunda kalacağınız sevgili lebinden tatlı uykular tıp sevdanızın önüne geçmemelidir.
Kural 2: Tekrar Güzeldir, Ta ki Anlayana Kadar !
“Kafam almıyor” bahanesini tarihe gömmelisiniz. Bir kerede anlamadığınızı iki kere, beş kere anlamadığınızı beş kere N kere anlamadığınızı N+1 kere tekrarlamalısınız. Ta ki anlayana dek !
Kural 3: No Tweet No Face !
Sosyal medya hesaplarınız ve forum üyeliklerinizin üzerinin toz tutması gerekiyor. Yolunuzdaki engelleri temizlemeden nasıl ilerleyeceksiniz ? No tweet, no face, no kafe, no bilardo ! Geyikçi arkadaşlara da hayır, uyuşturan dizilere de hayır!
Kural 4: Ben Bir İneğim Kime Ne ?
Yaylalarda kafasını kaldırmadan, azimle ve şevkle saatlerce otlayan sığırları düşünün. Ne panik var, ne de endişe ! Ne dünya gündemini umursuyorlar ne de kafalarında o an yaptığı şeyden başka şeyler var. Sadece işlerine bakıyorlar. Siz de öyle yapacaksınız, kimin ne yaptığına, ne dediğine kulak asmadan işinize odaklanacaksınız.