Tarihi yapıları gezerken çok mutlu oluyorum. Kendimi bir an o eserlerin kullanıldığı zamanlarda hissediyorum. Ayrıca, o zamanlarda insanların yaşadığı zorluklara tanıklık ediyorum ve “acaba ben olsam nasıl yaşardım” sorusunu kendime yöneltiyorum.
Tarihi yapıları gezerken öncelikle o tarihi alanda nelerin yaşandığı aklıma geliyor. O yapıda kimlerin yaşadığını, yapılan mimari eserlerin nasıl yapıldığını merak ediyorum. Yapının kim tarafından ve hangi şartlarda yapıldığını, hangi maddelerin kullanıldığını bilmek ve o sırada yaşayan insanların neler yaşadıklarını düşünüyorum. Tüm bunları düşünürken hem heyecanlanıyorum hem de yetersiz bilgi kaynağından dolayı son derece üzülüyorum. Restore edilmeyen tarihi yapıları yıkık dökük görünce resmen içim sızlıyor. Onca yaşanmışlık izlerin yok olması insanı üzüyor.
Aynı zamanda gurur duyuyorum Türk milletin bizlere bırakmış oldukları eserler sayesinde. Tarihi eserlere asla zarar vermemek gerekmektedir. Tarihi eserleri koruyarak gelecek nesillere aktarmak son derece önemlidir. Geleceğimize sahip çıkarsak geçmişimize de sahip çıkarız.