Bir gemi suya indirildiği andan itibaren altında kalan su bir kuvvet ve yoğunluk oluşturur. Yoğunluk kütlenin hacme olan oranına denir. Bu durumda suyun yoğunluğundan ağır olan tüm cisimler batar. Hafif olanlar yüzer ve yoğunluğu eşit olanlar suda dengede kalmaktadır. Gemiler metal yani suyun yoğunluğundan ağır olan maddelerden yapılmışlardır. Fakat öyle tasarlanmışlardır ki aralarında hava boşlukları olacak şekilde bir araya getirilmişlerdir. Yani havanın yoğunluğu neredeyse 0 olduğundan geminin toplam yoğunluğu suyun yoğunluğundan hafif durumdadır ve gemi bu şekilde yüzer.
Gemilerin batmamasının temel sebebi aslında yoğunluk ile alakalıdır. Suyun yoğunluğundan ağır olan tüm cisimler batarken, hafif olan cisimler ise suyun yüzeyinde kalır. Gemiler taban kısmının oyuk yapıları sayesinde suyun yoğunluğundan daha hafif kalmayı ve dolayısıyla yüzmeyi başarırlar. Gemi yapımında kullanılan metallerin yoğunluğunun sudan fazla olmasına rağmen geminin toplam yoğunluğu sudan azdır.
Gemilerde geniş hacimli havayla dolu alanlar bulunur. Sudan daha az yoğunluğa sahip olan hava, geminin toplam yoğunluğunu düşürür ve suyun üzerinde kalmasını sağlar.
Gemilerin su üstünde durmalarının önemli faktörlerinden biri de dengedir. Gemilerin alabora olmadan dengede kalabilmeleri için tabanlarına gemiyi dengede tutabilecek bir ağırlık konulur. Safra adı verilen denge unsuru genellikle ağırlığı çok fazla olan kurşunla dökülür.