Su ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "su" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları, su ile ilgili deyimler ve anlamlarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.
  • Su dökmek: (deyiminin anlamı) Küçük abdest bozmak.
  • Su gibi akmak:
    1. (Zaman) Hızla geçmek.
    2. (Para) Bir yere, bir kimseye bol bol vermek.
  • Su gibi aziz ol! Su getirenlere iyi dilek olarak söylenir.
  • Su gibi bilmek (okumak): Yanlışsız bilmek (okumak).
  • Su gibi ezberlemek: Çok iyi ezberlemek.
  • Su gibi gitmek: Çok harcanmak.
  • Su (yüzü) görmemiş: (Yüz, el) Çok kirli.
  • Su götürmemek (Götürür yanı olmamak): Kaçamaklı bir yoruma elverişli olmamak. Bu işin su götürür yanı kalmadı.
  • Su içinde: En aşağı (bir fiyat olmak üzere). Bu ev su içinde iki milyon eder.
  • Su içinde kalmak: Çok terlemek.
  • Su katılmamış (katılmadık): Özelliği bozulmamış, kendine özgü nitelikleri koruyan.
  • Su koyvermek: (argo) Cıvıtmak.
  • (İçine ya da gönlüne) Su serpilmek: Ferahlamak.
  • Su yüzüne çıkmak: (İş ya da sorun) Aydınlanmak, belli olmak.
  • Sudan çıkmış balığa dönmek: Ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak.
  • Sudan geçirmek:
    1. (Çamaşırlar, yiyecek maddeleri için) Üstünkörü yıkamak.
    2. (Sabunlu çamaşırı) Durulamak.
  • Sudan ucuz: Çok ucuz.
  • Sular kararmak: Akşam olmaya başlamak.
  • (Bir iş) Suya düşmek: Birtakım engellerin çıkmasıyla bir iş gerçekleşememek.
  • Suya göstermek: Hafifçe yıkamak.
  • (Biri başkasını) Suya götürüp susuz getirmek: Ondan çok daha akıllı, deneyimli, kurnaz olmak.
  • Suya sabuna dokunmamak: Sakıncalı konularla ilgilenmemek; davranışlarını kimseyi incitmeyecek biçimde ayarlamak.
  • Suya salmak: Boşuna harcamak.
  • Suyu başından kesmek: İşi kökünden kesip atmak.
  • Suyu bulandırmak: Olmaya yüz tutmuş bir işi kötü niyetle karıştırmak.
  • Suyu çekilmiş (kesilmiş) değirmene dönmek: İşleyemez duruma gelmek.
  • (Birinin) Suyu ısınmak: Görevinden uzaklaştırılacağı zaman gelmek.
  • (Bıçak, çakı) Suyu kesiyor: Çok körleşmiş.
  • (Bir yerin) Suyu mu çıktı? Ne kusuru var ki oradan gitmek istiyorsun?
  • Suyu seli kalmamak: (Sulu yemeklerin) Kaynaya kaynaya hiç suyu kalmamak.
  • Suyu yokuşa akıtmak: Yerine getirilmesi olanaksız koşullar ileri sürmek.
  • Suyun başı:
    1. Kaynak.
    2. (mecazi) En çok yarar sağlanacak yer.
  • Suyuna pirinç haşlanmaz: → İpiyle kuyuya inilmez.
  • Suyuna tirit: Baştan savma, değersiz, özensiz.
  • Suyunca (Suyuna) gitmek: Bir kimseyi sinirlendirmeyecek biçimde davranmak.
  • Suyunu çekmek: Tükenmek. Para suyunu çekti.
  • Suyunun suyu: Ancak uzaktan uzağa ilgili olan.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

ÖDEV & BİLGİ DÜNYASI Haberleri