Hayata hiçbir şey aynı kalmadığı için, insan ilişkileri de zamanla değişiklik gösterebilir. Çıkar çatışmaları yaşandığında dostlar düşman olabilir. Bu nedenle maddi kayıplar yaşamamak, sorumluluk altında kalmamak için mümkün olan her şeyi yazılı olarak belgelemek gerekir. Özellikle ticari konularda, para ve mal alışverişlerinde işlemlerin mutlaka yazılı olarak yapılması gerekir. Sonuçta söylenenler, zamanla unutulup inkâr edilebilir.
Söz uçar, yazı kalır sözü bir atasözüdür. Atasözü olarak yazının ne kadar önemli olduğunu anlatmaktadır. İnsanların sözlü olarak anlaşmasında ve iletişim kurmasında farklı iletişim kuralları kullanılmıştır. Sözlü iletişim, yazılı iletişim kadar etkili olmamaktadır. Çünkü söz şifahen aktarılmakta ve insanların aklında kalmamaktadır.
Yazılı notlar ise daha kalıcı olmaktadır. Söz uçar, yazı kalır sözüyle yazılı iletişimin daha kalıcı olarak meydana geldiği ortaya konmaktadır. İnsanlar arasında sözlerin unutulması, yazının kalıcı olmasından hareketle bu söz söylenmiştir. Sözü kaydetmenin ve her şeyi kayıt altında tutmanın önemi vurgulanmıştır. Söz uçar, yazı kalır sözü nasihat eden bir atasözü olarak günümüzde de dile getirilmektedir.
Söz uçar yazı kalır atasözümüzün anlamı, bir şeyi yazmanın, akılda ezbere tutmaktan daha kalıcı, daha sağlam olduğunu söylemektedir. Küçük bir somut örnek verelim. Mesela bir karar alınacak, bunu belgeye dökerseniz daha işe yarar ve daha doğru olur, kalıcı olur. Ama eğer sözde söylerseniz o uçar, gider. Unutulur. Yani ne olursa olsun yazıya dökmek yararımızadır. Okulda ders dinliyorsunuz, bunu sadece dinlerseniz, öğretmenin dediklerini not almazsanız öğretmenin dedikleri aklınızdan elbet gider, ama not alır yazarsanız unutmanız daha zor olacaktır.
Atasözümüzün kullandığı birkaç cümle örneği verelim:
- Yine de bunları not al evladım, söz uçar yazı kalır.
- Söz uçar yazı kalır demiş atalarımız, bir bildikleri var demek ki.
- Eee, sana söz uçar yazı kalır diye boşuna demedik.
- Söz uçar yazı kalırmış, en iyisi bunları belgelere dökelim.