Siyer, kelime anlamı olarak hal ve durum olarak ifade edilmektedir. Sözlükte farklı anlamları da bulunmakta olan siyer kelimesi oldukça geniş bir kapsama sahiptir. Genel olarak siyer, peygamberlerin hayat hikayelerini ifade etmek için kullanılmakta olan bir kelime olma özelliğine sahiptir.
Siyer ilminin en mühim kaynağı Kur’ân-ı Kerîm ve tefsir kitaplarıdır. Kur’ân-ı Kerîm Bedir, Uhud, Hendek, Huneyn gibi târihî hâdiseleri zikreder. Bu gazvelerin gerçekleştiği şartları, ortamı, umûmî havâyı ve diğer mühim hâdiseleri tasvir eder.
Sahih ve güvenilir hadislerin büyük bir kısmını ihtiva eden altı hadis kitabına Kütüb-i Sitte, üç eser ilavesiyle oluşan meşhur dokuz hadis kitabına ise Kütüb-i Tis’a denir.
- Buhârî: el-Câmiu’s-sahih
- Müslim: el-Câmiu’s-sahih
- Ebu Dâvûd: es-Sünen
- Nesâî: es-Sünen
- Tirmizî: es-Sünen
- İbn Mâce: es-Sünen
- Dârimî: es-Sünen
- İmam Mâlik: el-Muvatta
- Ahmed b. Hanbel: el-Müsned
Siyer’e dâir haberleri çokça rivâyet edenler arasında şu âlimler de vardır:
Âmir ibn-i Şerâhîl eş-Şa’bî (v. 103 h.), muhaddistir, sikadır, Kitâbu’l-Meğâzî’si vardır.
Âsım bin Ömer bin Katâde (v. 119), muhaddistir, sikadır.
Yezîd bin Hârûn el-Esedî el-Medenî (v. 130), tâbiînden sikâ bir râvîdir. Urve ve Zührî’ye dayanarak siyer alanında bir eser telif etmiştir. İbn-i İshâk kendisinden rivâyetlerde bulunur.
Süleymân bin Tarhân et-Teymî (v. 143), tâbiînden sika bir muhaddistir. Cerh ve Ta’dîl âlimlerindendir. Siyere dâir eserinin 77 sayfalık kısmı, Hindistan’da Vâkıdî’nin Meğâzî’sinin sonuna ilâve edilmiş şekilde bulunmuş ve aynı şekilde neşredilmiştir.