Yerleşme özgürlüğünün sınırlanabileceği başka bir durum ise “sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek” tir. Bu durumda devlet, çarpık kentleşmeyi önlemek ve planlı kentleşmeyi gerçekleştirmek için imar planları hazırlar ve bu plan dışında bulunan alanlara yerleşmeye izin vermez. İzinsiz yapılan yerleşim alanlarında ise sağlıksız konutlar ve görüntü kirliliği ortaya çıkar. Bunun yanında altyapı da insanların en büyük sorunu haline gelir.
Devlet sit alanlarına yapılan yerleşmeler için yasa çıkarmıştır. 1982 Anayasası’na göre “kamu mallarını korumak” amacı ile yerleşme hürriyeti kısıtlanabilir. Bunun uygulanması için devletin ilgili kurumları; korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarını, korunma alanlarını tespit eder ve bu alanlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılamayacağı konusunda karar alır. Devlet bu bölgelere yerleşime izin vermez, yerleşmiş olan kişilerin evlerini ise yıkabilir.
- Yeni evler yapılamaz, var olan evlerde yenileme ve genişletme yapılamaz.
- Bu yüzden yerleşme özgürlüğünü tam anlamı ile kullanamaz.
- Eskiyen alt yapı özelliklerini yenileyemez. Bu kişinin eski teknolojilerle ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır.
- Yeni ısınma teknolojileri yapılamaz, binayı yalıtma çalışmaları olmaz, pencere ve ışıktan daha fazla yararlanma gibi özellikler yerleşimi alanlarına eklenemez.
- Bu yüzden sit alanında yaşayanlar yerleşme özgürlüklerini tam anlamı ile kullanamaz.