Şekilcilik

Aydın UZKAN

İnsanları görünen şekil üzerinden değerlendirmek, onlar hakkındaki yargıya  görünürdeki  şekillerden  yola çıkarak  varmaktır şekilcilik . Formlardan hareket ederek, önyargı ile kol kola yürümektir.  Her sakallıyı dede zannedip ,  düşünmeden yüzeysel yaşamaktır.
   Şekilciler, güneşe değil, güneşi işaret eden parmağa odaklanırlar. Çünkü onlar vitrin insanlarıdır. Yemeklerin tadı yerine  şeklini  beğenmeyenler , hava atmak için elinde marka poşeti ile dolaşanlar , bindiği arabaya uygun kıyafet giyen gösteriş meraklıları, kıyafetlere rüküş etiketi vuranlar  hep şekilcilik zehrini yudumlayanlardır. Bunlar Nasrettin Hoca'nın ye kürküm ye hikayesini unutanlardır.  Elbette yaşam şekillerden meydana gelir. Yazılar ve  varlıklar  şekillerden ibaret olsa da şekillerden faydalanırken şekilci olmamak gerekir.  Burada  kastedilen  şekilcilik , amacın dışına çıkan eylemlerin, öz ile ruh dengesini kaybederek asıldan farklı yaşam biçimi oluşturmasıdır. Cevizi kırarak içindeki öze ulaşamayanların cevizi kabuktan ibaret sanmasıdır. Gözlerin gördüğü şekilden hareketle hemen bir yargıya varıp  tepki gösterenler cevizin özüne inemeyenler,  işte bu şekilcilerdir. Aziz Şirzad ne güzel söylemiş ‘’Şekle önem verme. Şekil topraktandır yanılırsın, içteki cevhere önem ver ki cevher ruhtandır erdem bulursun. İnsan kimdir derlerse vicdanı olan de ! Akıl ve kalp herkeste var. Vicdan ise adam olanda var.’’

   Şekillerin etkisine kapılarak anlamı yitirenler, şekillerden ibaret dünyalarında dertlerden ve sıkıntılardan kurtulamazlar. Onlar bu düşünceleriyle , kuzu postuna bürünmüş kurtlara yem olurlar. Ardından da  ah, vah ederler. Öze inmemiş yüzeysel düşüncelerle sığ denizlerde bile boğulurlar. Şekilciler her sırtlan gülüşünde mutlu olup, her timsah gözyaşında hüzünlenenlerdir. Sırtlan ile timsah arasında geçen şu olay da konuya ışık tutar. Suların  yükseldiği sırada Nil kıyısında bir sırtlan ile  bir  timsah karşılaştılar; durup selamladılar birbirlerini. Sırtlan  konuştu ve dedi: ''Günleriniz  nasıl  geçiyor  efendim'' Timsah cevap verdi: ''Kötü geçiyor. Gün oluyor  acılarım  ve  hüznüm içinde ağlıyorum ve  yaratıklar  diyorlar ki: ‘’Bunlar yalnızca timsah gözyaşları.’’ Bu beni her sözün  ötesinde  yaralıyor.''Sırtlan dedi  ki:''Acınız ve hüznünüzden söz ediyorsunuz; ama  bir an için beni düşünün. Dünyanın  bütün güzelliğine , harikalarına, mucizelerine bakıyorum ve salt bir  sevinçle  gülüyorum. Ormanın insanları diyorlar ki: Bu sadece bir sırtlan gülüşü.''

    Şekilcilikten dolayı  iyi görünmek iyi olmaktan daha fazla önemsenir olur.  Oysaki şekilleri ete kemiğe büründüren, onlara anlam veren  duygular ve düşüncelerdir. Çünkü suret siretle anlamlanır. Unutmayın, manasız şekiller  insanları uzaya da çıkarsa ruhun derinliklerine götüremez !

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.