Müslüman’ın namaz içinde çok dikkatli olması, titiz davranması esastır. Fakat buna rağmen insan elinde olmadan namazında yanılabilir. Böyle bir durumda yapılacak işi Efendimiz’in (sas) şu hadisleri açıklamaktadır: “Biriniz namazında şüpheye düşerse doğrusunu araştırsın ve namazını kanaatine göre tamamlasın, sonra selâm versin ve sehiv secdesi yapsın.” “Biriniz namazı dört rek’at mı yoksa üç rek’at mı kıldığında şüpheye düşerse, şüpheyi atsın ve yakinen bildiğine göre davranıp namazını tamamlasın. Selâm vermeden önce iki secde yapsın. Eğer beş kılmış ise bu secdeler namazına şefaatçi olur, eğer namazını tam kılmış ise bu secdeler şeytanın uzaklaştırılmasına vesile olur.”
Sehiv secdesi nedir
Sehiv secdesi unutma, yanılma, dalgınlık hallerinde namazın vâciplerinden birini terk veya geciktirme durumlarında, namazın sonunda yapılan secdeye denir. Namazda sehiv secdesini gerektiren bir durum meydana gelmişse bu secdenin namaz sonunda yapılması Hanefîlere göre vâciptir. Yapılmaması durumunda günah işlenmiş olur; ama kılınan namaz geçersiz olmaz. Mâlikî ve Şâfiîlere göre sehiv secd-esi sünnettir.
Sehiv secdesi nasıl yapılır
Sehiv secdesi şöyle yapılır; hata yapılmış namazın son oturuşunda “Tahiyyât” duası okunduktan sonra iki yana selâm verilir (bu Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf’a göredir, İmam Muhammed’e göre sadece sağ yanına, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel’e göre hiç selâm vermeyip), ara vermeden hemen iki secde yapılır ve oturularak Tahiyyât duası, “salavat (Salli ve Bârik)” ve “Rabbenâ Âtinâ” duası okunarak iki yana selâm verilir.
Sehiv secdesi yapılmasını gerekli kılan durumlar şunlardır:
Namazın bir rüknünü tekrarlamak veya tehir etmek; iki secde yapacakken üç yapmak, bir rek’at içinde iki defa rükû yapmak gibi.
Rükünlerden birini takdim veya tehir etmek, yani kıraatten önce rükû etmek veya oturacağı yerde kıyam etmek gibi.
Namaz içinde uzunca düşünme, kıraat eksikliği veya fazlalığı yapmak; Fâtiha Sûresi’nin tamamı, yarısı veya büyük bir kısmı okunmadığında veya Fâtiha’dan sonra okunan sûre atlandığı zaman sehiv secdesi gerekir.
İlk veya ikinci rek’atta Fâtiha’dan sonra sûre okunması unutulsa ve rükûda iken veya secdeye giderken hatırlansa hemen ayağa kalkılarak sûre okunur, sonra rükû yapılarak namaza devam edilir. Bitiminde sehiv secdesi yapılır.
Dört veya üç rek’atlı farzların ilk iki rek’atında Fâtiha’dan sonra sûre okunmamış ise bu sûre üçüncü ve dördüncü rek’atlarda Fâtiha’dan sonra okunur ve sonunda sehiv secdesi yapılır.
Fâtiha’dan önce yanılarak başka bir sûre okunsa, Fâtiha ve bir sûre okunur, sonunda sehiv secdesi yapılır. Vitir namazında Kunut duasının okunmadığı rükûda veya secdede hatırlansa, sehiv secdesi yapılır.
Rükû ve secdede uzuvlar sakin oluncaya kadar durmak ve rükünden doğrulduğunda da uzuvlar sakin oluncaya kadar durmak gerekir. Bu şekilde yapılmayan rükû ve secdelerden dolayı sehiv secdesi gerekir.
Son oturuşu unutup başka bir rek’atı kılmaya kalkıldığında secde edilmediyse geri dönüp oturulur, Tahiyyât okunur ve selâm verilir sonra sehiv secdesi yapılır.
Birinci veya ikinci oturuşta Tahiyyât’ın okunması terk edildiğinde sehiv secdesi gerekir.
4 rekatlı namazın ilk oturuşunda namazın bittiği zannı ile selâm verildikten sonra sadece iki rek’at kılındığı hatırlansa hemen kalkılıp diğer iki rek’at tamamlanır ve sehiv secdesi yapılır.
Sehiv secdesi yapması gereken kişi unutup selâm verir ve sehiv secdesi yapması gerektiğini bir şey konuşmadan hatırlarsa yapabilir. Namaz kılınıp bittikten sonra duyulan kuşkuya itibar edilmez. Namazın tam kılınmış olduğuna hükmedilir. Fakat kişi eksik yaptığından emin ise namazı iade eder.