Şehitlik, herkesin arzuladığı ve her gün istediği manevi bir makamdır. Şehit, Allah'ın rızası uğrunda vatan millet ve din için ölen veya öldürülen Müslümanlara denir. Ölmemiş olanlara da gazi denir. Şehitlik mertebesine ulaşan kişinin kul hakkından başka günahlarının yüce Allah'ın affedeceği müjdelenmiştir.
Allah yolunda canını veren kimseye şehit (çoğulu şühedâ) denir. Böyle bir kişiye şehit denilmesinin ne anlama geldiği konusundaki görüşlerden bazıları şunlardır: Böyle bir kişiye şehit denilmiştir; çünkü bu kişinin Cennet'e gireceğine şahitlik edilmiştir. Böyle bir kişiye şehit denilmiştir; çünkü ölümü anında birtakım rahmet melekleri hazır bulunmuştur. Böyle bir kişiye şehit denilmiştir; çünkü kendisi Cenâb-ı Allah'ın mânevî huzurunda hazır olarak rızıklandırılacaktır.
İslam dininde şehitlik neden önemlidir
Şehâdet mertebesi, bir mü’minin bu dünyâda ulaşabileceği en son ve en ulvî makamdır. Cennetin en aşağı derecesi bile dünyânın tamâmından daha hayırlı olduğu hâlde şehîd, bu makâmın ulvîliği ve cennetteki mükâfâtının büyüklüğü sebebiyle dünyâya tekrar tekrar dönüp defâlarca şehîd olmayı ister. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Eğer Allâh yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki Allâh’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün her şeyden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157)
Sa’d bin Ebî Vakkâs -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize namaz kıldırırken bir kimse geldi. Safa girince:
«–Allâh’ım, bana sâlih kullarına verdiğinin en fazîletlisini ver!» diye duâ etti. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz namazı bitirince:
«–Az önce duâ eden kimdi?» diye sordu. O zât:
“–Bendim yâ Rasûlallâh!” dedi. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Öyleyse atın çökertilecek ve Allâh yolunda şehîd edileceksin.” buyurdu. (Hâkim, I, 325/748)