Genel olarak Salim duyu, insan vücudundaki tüm duyuların sağlıklı ve etkin biçimde çalışması anlamına gelmektedir. Yani duyu organlarını sağlıklı çalışması üzerinden ifade edilebilir. Bu sayede salim duyu üzerinden tüm duyu organları ile elde edilen bilgiler, akılda tecrübe edilir ve böylece bilgiler üzerinden nakli ilim oluşturulur. Bu da insanın farkındalığını arttırırken, günlük yaşamındaki doğru ve yanlışları daha doğru şekilde ayırmasına imkan vermektedir.
Din kültürü üzerinden salim duyular aklıselim ve sıhhat üzerinden ele alınmaktadır. Kişinin kendisini İslamiyet üzerinden dinin kurallarına uygun olarak sağlıklı biçimde bakması anlamına da gelir. Böylece tüm duyu organları üzerinden yapılmış olan faaliyetler doğrultusunda, ahlaklı bir yaşam biçimi olarak da öne çıkar.
Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, ‘gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır. (Bakara Suresi / 19)
Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır. (Bakara Suresi / 7)
Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi ‘apaçık-belgeyi’ görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkar etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: “Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir” derler. (En’am Suresi / 25)
De ki: “Göklerden ve yerden sizlere rızk veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: “Allah” diyeceklerdir. Öyleyse de ki: “Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız? (Yunus Suresi / 31)