İslam dinine göre bilgi edinme yollarından biri de herhangi bir etkenle kendisine ait özelliğini kaybetmemiş bulunan işitme, görme, koku alma, tatma ve dokunma duyularıdır. Aklın yanında duyu organları da insana verilen nimetlerdendir. Sağlıklı işleyen beş duyu insanın dışarıya açılan pencereleri gibidir. Duyular hem aklın değerlendireceği konularda hem de haberin insana iletilmesi bakımından bilgiyi elde etme vasıtalarıdır.
Salim kavramının anlamı; berk, sağlam, sağlıklı veya sıhhatli gibi çeşitli manalara gelmektedir.
Duyu kavramının anlamı ise; insanların ve hayvanların, evrendeki dış nesnelerin uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tat alma organları aracılığıyla algılama kabiliyeti ve bu organların yapmış oldukları faaliyettir.
Bir insanda beş duyu organı bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir;
- Burun,
- Gözler,
- Kulaklar,
- Dil,
- Deri,
olmak üzere toplam beş adettir. İnsanlar bu beş duyu organı sayesinde dış dünyanın uyarılarını görebilir, işitebilir, koklayabilir ve dokunabilir.
Kur’an-ı Kerim’de görmek, işitmek, tatmak gibi duyularla ilgili birçok ifade vardır. “Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.”(Nahl suresi, 78. ayet.) ayetinde insanın bilmediklerini duyularıyla öğrenebileceğine işaret edilir. Yine başka bir ayette “Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz; bu yüzden, onun işitmesini ve görmesini sağlamışızdır.”(İnsân Suresi, 2. ayet.) buyrularak duyulara dikkat çekilir.