Hz. Osman'dan (r.a) bu soruya cevap verecek muhteşem bir örnek...
Hicretin altıncı yılında; Peygamberimiz ashâbıyla beraber, umre niyetiyle Mekke’ye doğru yola çıktı. Fakat müşrikler Kâbe’yi ziyarete mâni oldular. Müslümanlar Hudeybiye’de beklerken Hazret-i Osman -radıyallâhu anh-, Peygamber Efendimiz’in elçisi olarak Mekke’ye gitti. Müşriklere; niyetlerinin sadece umre yapıp dönmek olduğunu anlattı. Müşrikler izin vermediler. Akrabaları ise Hazret-i Osman’a, şayet istiyorsa yalnızca kendisinin Kâbe’yi tavâf edebileceğini söylediler. Osman -radıyallâhu anh- ise, Allah Rasûlü’ne olan sadâkatini tescilleyen şu muhteşem cevabı verdi:
“Hazret-i Peygamber Kâbe’yi tavâf etmedikçe ben de edemem! Ben Beytullâh’ı ancak O’nun arkasında ziyaret ederim. Allah Rasûlü’nün kabul edilmediği bir ibâdette bile ben yokum!..” (Ahmed, IV, 324)