Onların adı geçince “radyallahu and” diyebiliriz. Onlarını hayatını öğrenmeli ve onların peygamberi örnek aldığı gibi örnek almalıyız.
Efendimizin (asm), sahabeleri insanların en hayırlısı olarak nitelendirmesinin sebebi nedir?
Bir rivayette şöyle geçer. Efendimiz (asm) buyuruyor ki; “İnsanların en hayırlıları benim dönemimde olanlardır. Sonra onları takip edenler, sonra da onları takip edenlerdir.” Bu rivayete göre, Efendimizi (asm) gören birinci nesil sahabe, ikinci nesil tabiin ve üçüncü nesil de tebe-i tabiindir. Bu üç nesil, İslâm dininin Hz. Peygamberden (asm) telâkki edildiği gibi uygulanmasını ve hayata intikal etmesini sağlayan nesillerdir. Emevî halifelerinden Ömer bin Abdülaziz döneminde, yaşlılık ve savaş sebebiyle, Kur’ân-ı Kerim’i ezbere bilenlerin ve Efendimizden (asm) gelen rivayetleri, hatıraları bilenlerin tükendiği görülüyor. Hz. Peygamberin (asm) kendisi hayatta iken Kur’ân metinleriyle karışmasını engellemek için, bizzat kendisi, söylediklerinin yazılmasını yasaklıyor. Ömer bin Abdülaziz, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in de aynı yolu takip ettiğini görüyor. Efendimize (asm) ait olan bugün hadis dediğimiz bu rivayetlerin artık Kur’ân’la karışma ihtimalinin ortadan kalktığını da görünce, Efendimizden (asm) gelen bu rivayetlerinde dinimizin anlaşılması ve uygulanması açısından çok önemli belgeler olduğu gerekçesiyle, bütün İslâm beldelerine tamim gönderiyor. Verdiği emir şöyle; “Hz. Peygamberin (asm) asârı zayi olmak üzeredir. Kim bu konuda ne biliyorsa söylesin ve toplansın.” Muazzam bir hadis toplaması faaliyeti başlıyor. İslâm dininin günümüze sağlam bir şekilde ulaşmasına vesile olmuşturlar ve Efendimizle (asm) beraber bütün çilelere göğüs germişlerdir.