reklam: bir şeyi geniş yığınlara tanıtmak, beğendirmek ve böylece o şeyin daha çok istenmesini, alınmasını, satılmasını sağlamak için söz, yazı ve benzeri araçlarla yapılan her türlü tanıtma çabası.
Örnek cümlem: Oyuncak reklamları ilgimi çok çekiyor. Reklamlar bazen aklımı karıştırabiliyor.
iştah: yemek yeme isteği.
Örnek cümlem: iştahı kabarık bir çocukmuş. Bugünlerde çok iştahlıyım.
raf: tahtadan ya da metalden yapılmış, bir duvara ya da bir dolabın içine birbirine koşut bir biçimde tutturularak üst üste katlar oluşturan, üstüne öteberi koymaya yarayan, genellikle enlice levhaların her biri.
Örnek cümlem: Dolabın rafları geniş olmuş. Elbiselerimi katlayıp rafa kaldırdım.
ihtiyaç: gereksinmek eylemi, gerekseme.
Örnek cümlem: Yeni bir ayakkabıya ihtiyacım var. İhtiyaç listem belirlenince alışverişe gideceğiz.