Eğitim, rehberlik ve kariyer planlama anlamındaki süreci yönetmek eğitim danışmanlarının en önemli sorumluluklarından bir tanesidir. Eğer eğitim camiasının tam ortasında görev alıyorsanız branşınız ne olursa olsun öğrenciler, gençler veya yetişkinler görüşlerinizi almaktadır.Görüşü sorulan biri olarak varlığınızı devam ettirmek güzel bir şey gibi görünse de; yoğun bir şekilde sorumluluk barındırmaktadır. Size fikrinizi soran bir birey sizin kanaatlerinizi esas olarak bir rol haritası çiziyorsa çok önemli bir pozisyona yükselmiş oluyorsunuz. Buradan hareketle insanlara rehberlik yapan yâ da rehberlik yapma iddiasında olan tüm eğitimcilerin sürekli donanımlarını yenilemeleri gerekir.
Bir öz eleştiri yapacak olursak eğer elimizdeki sözel ve sayısal verileri sürekli yenilemez ve güncellemez isek rehberlik yaptığımız insanlara ışık tutayım derken onları karanlığa itebiliriz. Üniversite sınavlarında bu sene bir üniversitede öğrenci iken sınavlara girmek için başvuran aday sayısının yüksekliğini görünce bu kanaatimin yerli olduğu düşüncesi bende oluştu. 2013 YGS sınavına başvuran 1 923 033 Adayın 560 763 bini bir üniversite öğrenci olarak sınava başvurmuştur. Başvuranların % 30 ya bölümünden ya üniversitesinden yâ da şehrinden memnun değiller. Aralarında bir başka üniversiteye geçiş yapabilir miyim diyenler var mıdır vardır ama hangi yüzdelikte bunu bilmiyoruz.
Bu durum eğitimcilerde şu kaygıyı oluşturmaktadır. 12 yıl eğitim, rehberlik ve danışmanlık yaptığımız gençlerin % 30’u ile alakalı olarak bir sorun yaşamaktayız. % 70 memnun mu onu bilmiyoruz orada da memnun olmayanların varlığı bir gerçek ki ülkemizde mühendislik fakültelerinden mezun mühendislik pozisyonlarında çalışmamaktadırlar. Bu konu irdelenmeye çok açıktır. Hani birçok sebep sayar ve suçu başkalarına atarız ya ben biraz öz eleştiriden devam ediyorum ve diyorum ki öğrencinizin özelliklerini ülkenin değişen şartlarını ve önümüzdeki 10-15 yılı yakında takip etmeyince meslek danışmayım, kariyer danışmanıyım, eğitim danışmanıyım demek biraz sorumluluk istiyor gibi.
Bu durum öğretmen liseleri ve eğitim fakülteleri içinde benzer verileri ortaya koymaktadır. Anadolu Öğretmen liselerinde okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğu eğitim fakültelerini tercih etmemektedir. Buda 4 yıl lisede formasyon anlamında alınan tüm eğitimlerin bir anlamda karşılık bulmadığının bir kanıtıdır. Bu durumda rehberliğin önemini ortaya koymaktadır.
Diğer fakülteleri ve liseleri teker teker incelediğimizde benzer tabloları görmemiz mümkündür. Tipik bir hatayı ben de yapmak istemiyorum. Tamam, bunları tespit ettin yâda tespit edenlerin tespitleri ile ayni şeyleri düşünüyorsun şimdi ne yapacağız çözümün nedir diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim.
Burada iyi rehberlik yapmanın önemi öne çıkmaktadır. İyi rehberlik yapmak için; öncelikle rehberlik yapılacak kişinin tanınması ve iyi analiz edilmesi gerekecektir. Rehberlikçiler faydalı oluyoruz düşüncesiyle öğrencilere tercih günlerinde çok kısa sürede onlara danışmanlık yapmakta ve tercihlerini yönlendirmekteyiz. Kariyer danışmanlığı yapayım derken sektörü tanımadan danışmanlık yapmaktayız. Bunu engellemenin yolu tercih veya kariyer danışmanlığı yapacak ve yaptıracak kişilerin mutlaka hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Mutlaka bölüm veya sektörle ilgili iyi bir araştırma yapmak ve üstüne bir şeyler koymak başka bir açıdan başka danışmanlarla da görüşme yapılmalıdır. Görüşme yapılacak kişi hakkında ne kadar fazla bilgiye sahip olursa danışmanlık yapacak birey daha faydalı olur. Burada veliler ve öğrencilerle bu gerçekten hareket ederek danışmanlık talep etmeli ve danışmanlardan daha fazla faydalanmalıdır
Velilerin sorumluğu bir danışmana bir rehbere gitmekle bitmiyor, öğrencinin gerek lise seçerken ya da üniversite-bölüm seçerken veya meslek yada sektör seçerken yanlarında olmalıdırlar. Bunu yolu ve yöntemi velilerinde araştırmaya açık ve kendilerini yenilemeleri gerekmektedir. Kendi hayallerini gerçekleştirme aracı olarak çocuklarını ve gençleri görmemelidirler. Şunu söylemeden geçemeyeceğim. Ebeveynlerin her konuda sorumlulukları hiçbir zaman bitmemektedir. Mutlulukları ve sıkıntıları her zaman ebeveyn tarafından fazlasıyla yaşanmaktadır.
Kurumlarda bünyelerinde bulundurdukları eğitim, kariyer ve meslek danışmanlarını ve rehberlik ve psikolojik danışmanlık uzmanlarını sürekli kendilerini yenilemelerine fırsat vermelidirler. Bunun yanı sıra branş öğretmenlerinin ve akademisyenlerinde hayatla iç içe bir şekilde öğrencileri hayata hazırlama adına donanımlarını güncellemeleri gerekmektedir. Liseler, üniversiteler, fakülteler, bölümler ve sektörler nereye doğru gidiyor sürekli araştırmak ve yeni durumlarda hazır stratejilerle kendilerini yenilemek zorundadırlar.
Kuşakların beklentileri arttığı gibi aralıkları da daralmaktadır. 5-10 yılda bir kuşak beklentileri davranış kalıpları değişmektedir. Buna hazırlıklı olmayan eğitimci kendini yenilemedikçe eğitim ve rehberlik yaptığı kuşaktan kopmaktadırlar. Gençliğe yatırım yapmak ona rehber olmak onu bu çağa göre değil gelecek çağa göre yetiştirmeleri kalp ve kafa dengesini sağlayacağı donanımla yetiştirmelidir. Bir anlamda işin metafizik boyutuna bakacak olursak şunları da söyleyebiliriz. “Kendini yenileme, devamlı varolabilmenin ilk şartı ve en mühim esasıdır. Sırası geldikçe kendini yenileyemeyenler, güçlü de olsalar, er-geç tükenip gitmeye mahkûmdurlar. Her şey, kendini yenileyerek canlı kalır ve varlığını sürdürür. Yenileme durduğunda ise, canı çekilmiş ceset gibi, çürümeye, hebâ olup dağılmaya terkedilmiş olur.” Bunun eğitimcilere bakan yanı ve yolu eğitimcilerin kendilerini sürekli yenilemelerinden geçer..