Yayla ve plato halk arasında aynı şekilde anılıyor olsa da yayla bir yerleşim yeri adıdır, plato ise yeryüzü şeklidir. Ülkemizin en yüksek platosu Erzurum - Kars platosudur. Yüksekliği ise 2000 metre civarında olduğundan dolayı ülkemizin oldukça önemli bir hayvancılık ve otlak sahasıdır.
Plato nedir ve nasıl oluşur
Plato, rakım açısından yüksek yerlerde, akarsuların yıllar boyu akması sonucunda oluşturduğu hafif engebeli veya düz olan yeryüzü şekilleridir. Akarsular yıllar boyu akarak yeryüzünde derin yarıklar meydana getirir. Bu oluşan yarıkların içerisine girmeyen bölgeler ise yüksekte kalır. Bu şekilde yüksekte kalan yeryüzü şekillerine plato adı verilmektedir.
Plato çeşitleri ve özellikleri
Platolar sahip oldukları yüksekliğe bağlı olarak Anadolu'nun birçok yerinde meydana gelirken, oluşmuş oldukları bölgelerin yapısına göre 4 farklı oluşum ile meydana gelmiştir. Platolar açısından zengin bir bölge olan Türkiye'nin tüm bölgelerinde farklı oluşumlar ile meydana gelmiş olan ovalar ve dağlar arası geçiş yerleri bulunmaktadır.
Platoların ortalama yükseklikleri 1000 metre ve üzerindedir. Hayvancılık ve tarım alanlarında kullanılmakta olan platolar ülke ekonomisine ciddi miktarda katkı sağlamaktadır. Oluşumlarına göre plato çeşitleri ise, Aşınım (Aşındırma) Platoları, Lav (Volkanik) Platoları, Tabaka Düzlüğü (Yatay Duruşlu) Platoları ve Karstik Platolardır.
Aşındırma (Aşınım) Platoları: Yer şekillerinin buzul, sel, rüzgar ve akarsu gibi dış faktörlerin uygulamış olduğu baskıların sonucunda meydana gelen yeryüzü şekli tektonik olayla karşılaşır ve alçalmaya veya yükselmeye başlar. Bu olayın neticesinde yüksekte kalan bölgeler akarsu sayesinde aşınarak eğimli bir yapı oluşturur. Bu tip platolara aşındırma platoları adı verilir. Karadeniz Bölgesinde bulunan Perşembe Platosu - Marmara Bölgesinde bulunan Çatalca - Kocaeli Platosu oluşum bakımından aşındırma platolarıdır.
Lav (Volkanik) Platoları: Yer kabuğunda oluşan çatlaklardan yeryüzüne çıkan lavın toprağa akması ile kalın bir tabaka oluşur. Bu kalın tabakanın yüksek kısımda kalan bölgesi akarsu aracılığı ile aşınırsa, lav tabanlı bir plato oluşumu gözlemlenebilir. Eski zamanlarda aktif olan, günümüzde ise sönmüş yanardağların çevrelerinde yaygın olarak gözlemlenen lav platoları, tarım açısından oldukça verimli toprak yapısına sahiptir.
Ülkemizde bulunan en yüksek platolar volkanik olan platolardır. Toprağın verimli yapısı sayesinde sadece tarım açısından değil ormanlık alan açısından da elverişlidir. Ülkemizde Ardahan - Kars - Erzurum platoları lav platolarına örnektir.
Tabaka Düzlüğü (Yatay Duruşlu) Platoları: Yeryüzünde bulunan ve diğer platolara göre daha yüksekte, daha sert olan düzlüklerin akarsular tarafından aşındırılması sonucunda meydana gelen eğimli yeryüzü şekilleridir. İç Anadolu Bölgesinde bulunan Cihanbeyli, Haymana, Bozok, Obruk ve Uzunyayla platoları yatay duruşlu platolara örnektir. Bunun yanı sıra Ege Bölgesinde bulunan Yazılıkaya ve Güneydoğu Anadolu'da bulunan Gaziantep platoları da yatay duruşlu platolar altında incelenmektedir.
Karstik Platolar: Yeryüzünü meydana getiren kayaların alçı taşı, kaya tuzu veya kireç taşı gibi erimesi oldukça kolay olan kayaçlardan meydana geldiği bölgelerde, yeryüzü sularının kayaçları düzleştirmesi ile yüksek bir oluşmasını sağlar. Akarsuların oluşan bu bölgeleri aşındırması sonucunda karstik platolar oluşur.
Ülkemizde karstik platolar Akdeniz Bölgesinde yaygın olarak gözlemlenmektedir. Akdeniz'de Taşeli Platosu, Antalya'nın ilerisinde bulunan Teke Platosu karstik plato örnekleridir. Bu bölgelerde taban suyu düşük olmasından dolayı verimsizdir. Bu nedenle yerleşim bölgesi olarak pek tercih edilmemektedir.