Peygamberimizin bu hadisine göre, yoksul ve kimsesizlere yapacağımız yardımlar gizli yapılmalıdır. Verdiğimiz sadakalar, yaptığımız yardımlar gösterişten uzak ve herkesin gözüne soka soka yapılmamalıdır. Çünkü, böyle bir davranış yardım yaptığımız kişiyi de rencide edebilir ve kötü sonuçlara neden olabilir.
Her insanın normal yaşamında yapması gereken hayır veya yardım gibi bir iş yapacaksan, bu işi habersiz, sessiz sedasız yap ki ne yardım ettiğin insan zor durumda olduğu duyulup, bilinip yardım aldığından mahcup olsun, ne de yardımı yapan kişi bu hayır işini gösterişe döküp diğer insanlarının gözüne sokma çabasında olsun. Böylece yapılan hayır veya yardımların bir anlamı, haysiyeti olmuş olur.
İnfâk husûsundaki en güzel edeb, “sağ elin verdiğini sol ele bile fark ettirmemek” tarzında milletimizin de darb-ı meselleştirdiği bir ölçüdür ki, hadis-i şerifte bu tür insanların Arş’ın gölgesi altında gölgeleneceği müjdelenmiştir. Ecdâdımız, infaktaki bu edebin en güzel nümûnelerini sergilemişlerdir. Târihimiz bunun en güzel şâhididir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e ait en güzel hadislerden biri bu hadis: Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek! İslam; hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Bu bağlamda, Müslümanların hepsi birer kardeş olarak görülür ve yardıma ihtiyacı olana el uzatılması öğütlenir. Ancak yapılan iyiliklerin başa kakılmaması gerektiği hem Kur’an-ı Kerim ayetlerinde hem de hadis-i şeriflerde açıkça dile getirilir.
Muhtaç bir kimseye; iyilik yapmak, ikramda bulunmak veya sadaka vermek takdir ile karşılanacak bir harekettir. Allah, kuluna verdiği nimetin bir başkasıyla paylaşılmasından da son derece memnun olur. Ancak yapılan bu iyilikleri dile getirmek ve tekrar tekrar hatırlatmak karşıdaki kimsenin gönlünü kırmaktır. Dinimiz buna rıza göstermez.