Siyerin Hz. Peygamber ve çevresindekilerce yaşanmış olayların bilgisini taşıyor olması bize yüklüce bir tecrübe ve bilginin miras bırakılması demektir. Buna göre geçmişin deney ve tecrübelerinin ışığında günümüz sorunlarına daha doğru yaklaşma ve çözme imkânı söz konusu olacaktır. Misal olarak; Hz. Peygamber’in yaptığı Hudeybiye Antlaşması ya da komşu ülkelerle münasebetleri bize nasıl ve nelere dikkat etmek gerektiği hususunda “en azından” yaşanmış bir tecrübeyi sunmaktadır. Bu tecrübenin siyerle sabit yani “bizim” oluşu ise O’nun sıradan bir tecrübe ve bilgi olmadığının ifadesi olarak görülmelidir.
Basit bir bilgi ve tecrübenin bile hayattaki önemi hatırlanacak olursa siyer bilgisinin sağladığı tecrübelerin önemi daha da iyi anlaşılır. Bırakalım siyer boyutunu Kur’an’da tarihe ve geçmişe dikkat çeken onlarca ayetin bulunması dahi Kur’an’ın söz konusu “tecrübelere” karşı duyarlı olmamızı istemesiyle ilgili değil midir?