Peygamber Efendimiz, her konuda olduğu gibi çocuklarına babalığında da bizlere örnektir. O çocuklarının dünya ve ahiretini düşünen, bunun için onlara destek olan ilgili, anlayışlı, şefkatli, merhametli bir baba idi. O, kadınlara ve özellikle kız çocuklarına hiç değer verilmeyen bir dönemde peygamber olarak gönderilmiştir. Tebliğ ettiği İslam dini bu vahşeti büyük günahlardan saymış, çocuklara belirli haklar tanımış ve değer vermiştir.
Peygamber Efendimiz hem değer verilmeyen çocuklara iâde-i itibarda bulunmuş, hem de onların terbiyelerinin en güzel şekilde olması gerektiğine işaret ederek bizzat bunları göstermiştir.
Peygamber Efendimiz’in çocuklarına olan muhabbetini gösteren güzel sahnelerden birkaçı şöyledir:
Allah Resulü kızı Hz. Ümmü Gülsüm vefat ettiğinde cenaze namazını bizzat kıldırmıştı. Daha sonra da kabrinin başına oturmuş, evlâdına olan muhabbet ve merhametinden dolayı gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştı. (İbn-i Sa’d, VIII, 38-39; İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 489) Diğer kızı Hz. Rukiye vefât ettiğinde Fahr-i Kâinât Efendimiz kabrin yanına oturdu. Fâtıma da ağlayarak yanına geldi ve o da oturdu. Allah Resûlü Fâtıma’ya olan merhametinden dolayı elbisesinin ucuyla onun gözyaşlarını sildi ve tesellî etti. (İbn-i Hanbel, I, 335)
Peygamber Efendimiz, Hz. Fâtıma huzûruna girdiğinde kalkar, elini tutar, kendisini öper ve yanına oturturdu. Hz. Fâtıma da muhterem babasına aynı şekilde mukâbele ederdi. (Ebû Dâvûd, Edeb, 143-144) Allah Resûlü Hz. Fâtıma’ya olan muhabbeti sebebiyle bir sefere çıkacağı zaman en son onunla vedâlaşır, döndüğünde de ilk olarak yine ona uğrar ve şefkatle yanaklarından öperdi. (Ebû Dâvûd, Tereccül, 21)